Ziyaret Adabı, İslam’da Ziyaret Adabı

Ziyaretleşme sosyal hayatın önemli bir parçası ve insanlar arası ilişkinin vazgeçilmez bir unsurudur. Bu bakımdan İslam, ziyarete büyük bir önem vermiş ve mü’minleri teşvik etmiştir.

Ziyaretleşme denince karşımıza geniş bir yelpaze çıkmaktadır. Akraba ziyareti, kabir ziyareti, hasta ziyareti, komşu ziyareti, misafirlik, ana-baba ziyareti, düğün ziyareti, bayram ziyareti vb. Elbette bahsi geçen ziyaretler fiilen yapılabileceği gibi içinde bulunulan zaman ve ortam sebebiyle kitle iletişim araçları vasıtasıyla da gerçekleşebilir. İyi dilek ve temenniler iletilir ve muhabbetin canlılığı devam ettirilir. Ziyaret, her şeyden önce vefa duygusunun da bir neticesidir. Kul hakkı konusu da ziyaretleşmeden ayrı düşünülmemelidir. Her şeyde olduğu gibi ziyarette de belli bir usûlün olması yapılan ziyaretin amacına hizmet etmesini sağlayacaktır.

Ziyarette uygun bir zaman seçmek, mümkünse ziyarete gelineceğini önceden haber vermek, ziyareti fazla uzatmamak, ziyaret edilen yaşlıları sabırla dinlemek, güler yüz ve tatlı dilli olmak, ziyarete giderken uygun hediyeler götürmek dikkat edilmesi gereken önemli hususlardandır. Ziyaretlerde önceliğimiz Allah (c.c.) rızası olmalı herhangi bir beklenti içerisinde olunmamalıdır. Bir hadis- i şerifte (kudsî hadis) şöyle buyurulmaktadır: “Benim rızam için birbirlerini sevenlere, benim rızam için bolca infâk edenlere, birbirlerini sevmede samimi davranan sâdıklara, akraba ve dost ilişkilerini kesmeyenlere veya birbirlerini ziyaret edenlere sevgim hak olmuştur.”51

Ziyaretleşme insanlar arası paylaşmayı ve dayanışmayı artırması yönüyle de önem arz etmektedir. “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir.” anlayışının pekişmesine vesiledir. Bir başka hadiste “Kim Allah için bir hastayı veya bir Müslüman kardeşini ziyaret ederse, bir münâdî ona şöyle seslenir: Ne güzel ve ne hoş bir amel işledin. Bunu yapmakla senin yürüyüşünün ecri de güzel oldu ve cennette kendine bir yer hazırladın!”52 buyurulmaktadır. Müslüman’ın Müslüman kardeşi üzerindeki önemli haklarından biri olan hasta ziyareti hakkında Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Hasta ziyareti yapan kişi, (hastanın yanından) dönünceye kadar kendisini cennete ulaştıracak bir yol üzerindedir.”53 Peygamberimiz (s.a.v.) kendisi de akrabalarını, dostlarını, arkadaşlarını, komşularını ziyaret etmeyi ihmal etmemiştir. Hatta gayr-i müslimleri bile ziyarete gittiği bilinmektedir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.); ashabına, bir hastanın yanına girince ondan dua istemeyi tavsiye etmiş ve hastanın duasının meleklerin duası gibi olduğunu bildirmiştir. 54 Hasta ziyareti kısa tutulmalıdır. Hastayı yoracak, moralini bozacak söz ve davranışlardan kaçınmak gerekir. Hastaya dua etmek, sağlık ve şifa dileğinde bulunmak da ziyaret adabındandır.

İslam dininde akraba ziyareti Müslüman’ın en önemli vazifeleri arasında kabul edilmektedir. Sıla-i rahim olarak isimlendirilen bu ziyaret hakkında Kur’an’da pek çok ayet bulunmaktadır. Şöyle ki, sıla-i rahimi terk etmek büyük bir günah sayılmış, akraba ziyareti ise Allah’ın (c.c.) rahmetini kazandıran bir davranış olarak nitelendirilmiştir: “… Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde bir gözetleyicidir.”55 Bu konuda Sevgili Peygamberimiz de “Akrabasının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten kimse, kendisiyle alakayı kestikleri zaman bile onlara iyilik etmeye devam edendir.”56 buyurmuştur.

Bir başka önemli ziyaret de cenaze evine yapılan taziye ziyaretidir. Taziye için çoğunlukla “Allah size güzel sabırlar ihsan etsin ve mükâfatını da versin.”, “Başınız sağ olsun! Allah geride kalanlara ömür versin!” gibi sözler söylenir. Resulullah “Bir musibeti sebebiyle din kardeşine taziyede bulunan mü’mine, Allah Teâlâ kıyamet günü kerem elbiselerinden giydirir (şeref bahşeder).”57 buyurarak taziyede bulunmanın önemini bildirmiştir. Taziye ziyaretinde ev halkına maddi manevi destek olmaya, onları dualarla teselli etmeye dikkat edilmelidir. Ayrıca taziye ziyaretini cenazeden sonraki ilk üç gün içinde yapmaya da özen gösterilmelidir. Önemli ziyaretlerden biri de mezarlık ziyaretleridir. Kabirler, insana ölümü ve ahireti hatırlatır. Bunun içindir ki, Efendimiz (s.a.v.), daha önce, cahiliyye devrinden yeni çıkan Müslümanların kabir ziyareti sebebiyle bir takım bâtıl inanç ve âdetleri hatırlamalarını ve hataya düşmelerini önlemek için yasakladığı kabir ziyaretlerini “Sizi kabirleri ziyaretten men etmiştim; artık şimdi onları ziyaret ediniz, çünkü bu size ahireti hatırlatır.”58 hadisleriyle tavsiye ve emir buyurmuşlardır.

Özellikle bireyselliğin hâkim olduğu günümüz şartlarında, Allah (c.c.) rızasını gözeten tüm ziyaretler âdeta bir tedavi yöntemi vazifesi görmektedir. Bir Müslüman olarak bu ziyaretlerin bir tercih değil zaruret olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Ahlaklı davranış bunu gerektirir. Ziyaretler birlik-beraberlik ve dayanışmaya vesiledir. Yakın akrabadan başlayarak, yaşlı olanları da önceleyerek ziyaret yapmayı ihmal etmemek gerekir.

51. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C 5, s. 229.
52. Tirmizî, Birr, 64.
53. Müslim, Birr ve Sıla, 39.
54. bk. İbn Mâce, Cenâiz, 1.
55. Nisâ suresi, 1. ayet.
56. Buhârî, Edeb, 15.
57. İbn Mâce, Cenâiz, 56.
58. İbn Mâce, Cenâiz, 47; Müslim, Cenâiz, 106.

Yorum yapın