İnsanoğlu, geçimini sağlamak, rızkını elde etmek için çalışmak zorundadır. Tek başına bireyin bütün hizmetleri yerine getirmesi mümkün olmadığından, insanların birbirlerinden hizmet almaya ihtiyaçları vardır.
Bu ihtiyaç, alışverişi, toplumsal hayatın vazgeçilmez bir unsuru olarak karşımıza çıkarmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de “İnsan için ancak çalıştığı vardır.”59 buyurulmakta, insanın rızkını temin etmesi için çalışmasının önemi üzerinde durulmaktadır. Rızkı elde etmenin çeşitli yolları bulunmaktadır. Bunlardan biri de ticarettir. “… Allah (c.c.), ticareti helal, ribâyı (faiz) da haram kıldı…” 60 ayeti ile ticaretin meşru olduğu belirtilmiştir.
Öncelikle alışveriş karşılıklı rıza ile yapılmalıdır. Rızanın gerçekleşebilmesi için de tarafların helal ve haramlara dikkat etmeleri gerekmektedir. “Güvenilir, doğru ve Müslüman tacir, kıyamet günü şehitlerle beraberdir.” 61 buyuran Hz. Peygamber (s.a.v.), ticarette dürüst ve güvenilir olmanın önemine dikkat çekmektedir. Dolayısıyla satıcı olan kimsenin, müşterisini aldatmaması, satışını yaptığı eşyanın kusurlarını gizlememesi, hile yapmaması, fahiş fiyat söylememesi büyük önem arz etmektedir.
Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu tür kimseler şu şekilde uyarılmaktadır: “Ey iman edenler! Birbirinizin mallarını haksızlıkla değil, karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yiyin, (haram ile) nefsinizi mahvetmeyin. Allah şüphesiz size merhamet eder. Bunu, kim aşırı giderek haksızlıkla yaparsa onu ateşe sokacağız. Bu, Allah’a kolaydır.”62 Ayetten anlaşıldığı üzere satıcının tek hedefi kazanmak, kâr elde etmek olmamalı, helalinden kazanmak olmalıdır. Ticaret helal yollardan gerçekleştirilmelidir. Kullanımı helal olmayan, zararlı, faydasız, çalıntı veya haram bir şey alışverişe konu olmamalıdır. Satıcı eşyanın vasıfları konusunda müşteriyi yanıltmamalı ve yalana başvurmamalıdır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) “Bizi aldatan bizden değildir.”63 buyurmakta, Müslümanları yalan ve hile konusunda uyarmaktadır. Ticarette aldatmamak önemli olmakla birlikte aldanmamak da çok önemlidir. Müslüman, uyanık olmalı, şüpheli şeylerden kaçınmalı, yüksek fiyatlara karşı dikkatli olmalı, yapılan alışverişi belgelendirmeyi unutmamalıdır.
Alışverişte dikkat edilmesi gerekli bir başka husus da borçlanma ile alakalıdır. Zaruret olmadığı sürece borçlanmamaya gayret edilmeli, borç alındığı zaman ise vaktinde ödenmelidir. Allah Resulü (s.a.v.), “Kim, ödemek arzusu ile insanların malını alır ise, Allah (onun borcunu) ona bedel eda eder. Kim de telef etmek niyetiyle halkın malını alırsa Allah onu telef eder.”64 buyurmakta, bu konuda niyetin de önemli olduğunu ifade etmektedir. Borç alan ve veren kimseler, borç miktarını muhakkak yazmalı, kayıt altına almalıdır.
Böylelikle her iki kimsenin de ortaya çıkabilecek mağduriyetleri önlenmiş olur. Müslüman bir kimsenin alışverişte şüpheli şeylerden kaçınması da çok önemlidir. Haram ve helaller belli olmakla birlikte bu ikisi arasında olan bazı şüpheli durumlar vardır ki bunlardan uzak durmak da beden ve ruh sağlığı açısından gereklidir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bir hadis-i şerifinde bu duruma işaret etmiş ve “… Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur. Tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır.”65 buyurarak şüpheli şeylerin harama düşmeye sebep olacağına dikkat çekmiştir.
59. Necm suresi, 39. ayet.
60. Bakara suresi, 275. ayet.
61. İbn Mâce, Ticârât, 1.
62. Nisâ suresi, 29-30. ayetler.
63. Müslim, İman, 164; Fiten, 16.
64. Buhârî, İstikraz, 2.
65. Buhârî, İman, 39.