Medya ve Bilişim Adabı, İslam’da Medya ve Bilişim Adabı

Hayatımızda kitle iletişim araçlarının rolü oldukça fazladır. Küreselleşmenin en önemli unsurlarından biri olan iletişim ve bilişim teknolojisi son yıllarda hızlı gelişmeler kaydetmiştir.

Ancak iletişim ve bilgi teknolojisinin ilerlemesi beraberinde çeşitli sıkıntıları ortaya çıkarmıştır. İnternet ve bilişim teknolojisi, bilgiye daha hızlı erişim konusunda katkı sağlamasına rağmen, bilginin doğruluğuna her zaman hizmet etmemektedir. Kötü amaçlı birçok yazılım ve virüsler, tüketiciyi aldatmaya yönelik reklamlar, kişilerin mahremiyetini açığa vuran kötü niyetli paylaşımlar gibi birçok faktör insan yaşamını olumsuz etkilemektedir.

Teknolojinin son derece iyi bir seviyeye geldiği bu dönemde özellikle gençler arasında yaygın olan sosyal medya araçları bilinçli kullanılmamaktadır. İnternet ve bilişim doğru şekilde kullanılmadığı takdirde, zaman yönetimi de sağlanamamaktadır. Oysa zaman, insan için en değerli sermayedir. Hz. Peygamber (s.a.v.), bir hadis-i şerifinde insanların zamanın değerini bilmediklerini şu sözler ile ifade etmiştir: “İki nimet vardır ki, insanlar onlar hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit.”66 Sevgili Peygamberimizin asırlar öncesinde ifade ettiği bu gerçek, günümüzde son derece anlamlı hâle gelmiştir. Kitle iletişim araçlarını kullanırken zaman israfından kaçınmalıdır.

İnsanın kendisine, ailesine ve en önemlisi Allah’a (c.c.) karşı sorumlulukları olduğu unutulmamalıdır. Sanal ortamda gereksiz geçirilen vaktin, sorumlulukları yerine getirmeye engel olmamasına dikkat edilmelidir. Dinimiz her konuda dengeli olmayı tavsiye etmektedir. Dolayısıyla teknolojiyi de doğru ve ölçülü kullanmak gerekir. Bu süreçte medyanın, doğru ve güvenilir bilgilerle halkın ahlaki ve dinî eğitimine yönelik programlara yer vermesinin de önemi kaçınılmazdır. Müslüman her yerde sorumluluklarının bilinciyle hareket etmelidir. Sanal dünyada söylediği sözlerin de hesabını vereceğini unutmamalıdır. Kendi adını kullanmadığı durumlarda bile sorumlu davranmalı, yalan söylememeli, kötü sözleri yaymamalı, dedikodu yapmamalıdır. Allah’ın (c.c.) gerçek hayatta haram kıldığı her şeyin sanal hayatta da haram olduğunu bilmelidir. Cinsel, alkol ve şiddet içerikli yayınlardan uzak durmalıdır.

Güvenli ya da resmî olmayan sitelerde kimlik ve telefon numarası gibi kişisel bilgiler paylaşılmamalıdır. Kişi kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa, başkalarına da öyle davranmalı, yapılmasından rahatsızlık duyduğu bir davranışı başkalarına yapmamalıdır. Sosyal medyada yazılan, paylaşılan her şeyin bir sorumluluğu bulunmaktadır. Her paylaşımın Allah (c.c.) katında silinmediği unutulmamalıdır. İnsanların bilgilerine izinsiz bir şekilde ulaşmaya çalışmak, işletim sistemlerine girmek kul hakkı ihlalidir. Sosyal ortamda gereksiz mesajlar göndermek ve insanları rahatsız etmek de aynı şekilde kul hakkına girer. Dolayısıyla sosyal paylaşım sitelerinde her türlü söz ve fiile dikkat etmek hem dünya hem de ahiret hayatı için önem arz etmektedir. Sosyal medyada paylaşılan bilginin doğru ve güvenilir olduğundan emin olunmalı, doğru olmayan bilgi paylaşılmamalıdır.

Günümüz insanının vazgeçilmez iletişim aracı haline gelen telefonların da doğru kullanılması gerekmektedir. Her şeyden önce telefonla konuşmanın adabına riayet edilmeli, başkalarına rahatsızlık verilmemelidir. Kişi, telefonla arama yaptığı zaman önce selam vermeli ve kendini tanıtmalıdır. Konuşmayı uzun tutmamalı, karşısındaki insanı fazla meşgul etmemelidir. Kalabalık grupların bulunduğu cami ve mescitlerde, konferans, seminer gibi toplantı yerlerinde ve hastanede telefonun sesi kapatılmalı; yüksek sesle konuşulmamalıdır. Sessiz olunması gereken bu tür ortamlarda bilinçli davranılmalıdır. Telefonun tamamen kapatılması gereken yerlerde duyarlı davranılmalı; toplumun huzuru bozulmamalıdır.

66. Buhârî, Rikak, 1.

Yorum yapın