Tövbe, kişinin yaptığı bir hata ya da işlediği bir günahtan dolayı pişmanlık duyması ve Allah’tan (c.c.) bağışlanma dilemesidir. Buna “istiğfar” da denir. İstiğfar; “estağfirullah, estağfirullah el-Azîm” gibi dua ifadelerini söyleyerek Allah’tan (c.c.) bağışlanma dilemektir. Tövbede esas olan, bireyin yaptığı hatadan samimi bir niyetle vazgeçip bir daha aynı davranışı tekrarlamamaya karar vermesi ve iyiliğe yönelmesidir. Tövbe, aynı zamanda bir duadır. Dua, kişinin yaratıcısına yönelerek ondan istek ve dilekte bulunması, sorunlarını ona iletmesi ve yalvarması demektir. Dua, bireyin Allah’la (c.c.) aracısız iletişim kurma biçimidir.
Her insan hata yapabilir. Esas olan, insanın hatasını kabul edip yaptığı kötü davranıştan vazgeçerek iyiliğe yönelme erdemini göstermesi ve tövbe etmesidir. Peygamberimiz (s.a.v.) buhususu, “Her insan hata yapar. Hata yapanların en hayırlısı tövbe edenlerdir.” hadisiyle belirtmiştir. Kur’an’da Allah (c.c.), “Yine onlar ki bir İnsan, dua ve tövbe yoluyla iç dünyasında yaşadıklarını Yüce Rabb’ine açar. kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı (c.c.) hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tövbe- istiğfar ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler.”buyurmaktadır.
Hz. Muhammed (s.a.v.), bir hadisinde tövbeyle ilgili şu örneği vermiştir: “Kulunun günahlarına tövbe etmesinden dolayı Allah’ın sevinci, sizden birinizin ıssız çölde devesi ile giderken, onu üzerindeki yiyecek ve içecekle birlikte elinden kaçırması üzerine bir ağaç altına gelerek ümitsiz (ve bitkin) bir hâlde yaslanıp yattığında, devesini yanı başında görmesi üzerine, duyduğu sevincinden daha çoktur.”
Bilerek veya bilmeyerek günah işleyen kişi, hemen Allah’a (c.c.) yönelip tövbe etmelidir. Yaptığının hata veya günah olduğunu bilip bunları terk ederek Allah’a (c.c.) sığınmalıdır. Kişi yaptıklarından pişman olduğunu da belirterek ondan kendisini affetmesini, bağışlamasını dilemeli, yalnızca ona yalvarmalıdır.
Tövbe, kişinin tamamen kendi iç dünyasıyla ilgili bir durumdur. Tövbe eden insan, iç dünyasını Allah’a (c.c.) iletir. Böylece insan iç dünyasını ve kimseyle paylaşmadığı duygularını yaratıcısına açmış olur.
Tövbe etmek için özel bir yer ve aracıya gerek yoktur. Kişi her zaman ve her yerde Allah’a (c.c.) yönelip tövbe edebilir. Yüce Allah, samimiyetle tövbe edenin tövbesini kabul eder. Günah işleyenlerin, Allah’ın (c.c.) rahmet ve kereminden başka bir sığınağı yoktur.
Tövbe eden insan hem Allah’ın (c.c.) sevgisini kazanmış hem de kendi iç huzurunu sağlamış olur. Tövbe eden kişide oluşan huzur ve mutluluk onun sosyal hayatına ve insanlar arasındaki ilişkilerine de yansır. Bu şekilde tövbe, kişiler arasında sevgi ve yakınlığın oluşmasına katkı sağlar.
Yüce Allah, sonsuz rahmeti ile insanlara, hatalarından dolayı her zaman bağışlanma imkânı tanımıştır. Samimi olarak günahlarının affedilmesini isteyen her insan, Allah’tan (c.c.) kendisini bağışlamasını umabilir. Kur’an-ı Kerim’de Allah (c.c.), “Kim haksız davranışından sonra tövbe eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” buyurarak bağışlayıcı olduğunu bizlere bildirmiştir.
Bu nedenle insanın bilerek veya bilmeyerek işlediği hatalardan dolayı tövbe etmesi gerekir. Hata yapan kişiye düşen; hatasından ibret almak, pişman olup doğruya yönelmek, vakit geçirmeden Allah’a (c.c.) sığınmak ve bir daha o hatayı tekrarlamamak için gayret göstermektir. Bununla birlikte kişi bile bile hata yapmamalı hatasında da ısrar etmemelidir.
Tövbe, işledikleri günahlardan kurtulmaları için Allah’ın (c.c.) insanlara tanıdığı bir imkândır. Kişi, Allah’ın (c.c.) ona tanıdığı bu imkândan her zaman yararlanmalıdır. İnsan işlediği kusur ve günahlardan dolayı ümitsizliğe düşmemelidir. Kur’an-ı Kerim’de, “De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki o, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” buyrulmaktadır. Buna göre birey samimi bir tövbe ile yaratıcısı tarafından affedilebileceğini hiçbir zaman unutmamalıdır.