Üç kişi yolculuğa çıktığında aralarından birini idareci tayin etmelerini isteyen18 İslam, aileyi de lidersiz bırakmamıştır. Erkekler güç ve kuvvet yönünden daha ileri olduğundan, Cenab-ı Hak, ailenin sorumluluğunu birinci derecede onlara yüklemiştir. Ayet-i kerimede şöyle buyrulur:
“Erkekler, kadınlar üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta) dır. Saliha kadınlar itaatkârdır. Allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (yani kimse görmese de namuslarını) muhafaza ederler…” 19
Bu ayeti kerime bir taraftan erkeklerin hâkimiyetini, diğer taraftan da kadınların kıymet ve faziletini haber veriyor. Ayeti kerimede erkeklerin sıfatı olarak zikredilen “kavvâm” kelimesi; “kadınların bütün ihtiyaçlarını karşılayan, onları zarar ve sıkıntılardan koruyan, evin dışındaki ağır işleri yapan” şeklinde tefsir edilir. Ancak erkeğin hâkim olması eşine tahakküm etme şeklinde değil, onu himaye ve koruma tarzındadır. Mutlak değil, kayıtlı ve şartlıdır. Erkeğin, kadının hak ve hukukunu gözetmesi gerekir. Müslüman bir erkek hanımına Resulullahı (s.a.v) örnek alarak davranmalı, ailesine muhabbet beslemeli, değer vermeli, ev işlerinde yardımcı olmalı ve ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Resulullah (s.a.v), aile reisinin ailede ihtiyaçları karşılaması konusunda şöyle buyurur:
“Kişinin, geçimini sağlamakla yükümlü olduğu kimseleri ihmâl etmesi, ona günah olarak yeter!”20
Aile reisi erkek olmakla birlikte bu müessesenin işleyişinde ve muhafazasında kadının da çok önemli rolleri vardır. Zira yuva müşterektir ve ona dair hak ve vazifeler de müşterektir. Dolayısıyla İslam, erkeğin üstlendiği bu mesuliyetlere karşılık kadının da kocasına itaat etmesini istemiş ve bu itaati ibadet saymıştır.
Ailede çocukların büyütülüp terbiye edilmesi daha çok anne tarafından yerine getirilir. O yavrularını dokuz ay karnında, iki sene kucağında, bir ömür de kalbinde ve zihninde taşır.
Ailede erkek vazifesini yapar, ailesine karşı güzel davranır, kadın da ona karşı gereken muhabbet, hürmet ve itaati gösterirse aile içinde düzen ve uyum sağlanmış olur. Cenâb-ı Hak kullarına şöyle emreder:
“Kadınlarla iyi geçinin, onlara güzel muamele edin!”21
Allah Resulü (s.a.v) de devamlı kadınlara iyi davranılmasını, onlara muhabbet ve müsamaha ile yaklaşılmasını, hatalarının affedilmesini tavsiye eder ve kendi hayatıyla buna örnek olurdu. Hz. Âişe validemiz:
“Resulullah (s.a.v), hanımlarıyla baş başa kalınca insanların en yumuşağı ve en güler yüzlüsü olurdu” demiştir.22
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Saliha kadın, kocası yüzüne baktığı zaman onu sevindirir, kocasının meşru isteklerini yerine getirir ve onun olmadığı yerde hem malını, hem de namusunu muhafaza eder.”23
Ailede çocukların da mesuliyetleri vardır. Onlar da anne babalarına saygılı olur, onları sever, bazı işlerinde, güçleri yettiğince yardımcı olurlar. Evin eşyalarını dikkatli kullanır, israfa sebep olmazlar. Vakitlerini güzel değerlendirerek eğitimlerini en güzel şekilde tamamlamaya gayret ederler. Ailelerinin kendilerine sağladığı imkânları en verimli şekilde kullanırlar. Resulullah (s.a.v) aile içi sorumluluk konusunu anlatırken liderliği çobanlığa benzeterek şöyle buyurmuşlardır:
“Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz.”24
Demek ki herkesin bir sorumluluğu vardır ve onu yerine getirmek zorundadır.
18 Bk. Ebû Dâvûd, Cihâd, 80/2609.
19 Nisâ suresi, 34. ayet.
20 Müslim, Zekât, 40; Ebû Dâvûd, Zekât, 45.
21 Nisâ suresi, 19. ayet.
22 Ali el-Müttakî, Kenz, C 7, 222.
23 İbn-i Mâce, Nikâh, 5.
24 Buhârî, Cum`a 11, İstikrâz 20; Müslim, İmâre 20.