Bir toplumda öteden beri insanların çoğunun benimsediği, uyduğu yazılı olmayan kural ve alışkanlıklara örf ve âdet denir. Bir milletin hayatında büyük değer taşıyan örf ve âdetler, kültürün en önemli manevi boyutunu oluşturur. Milletimiz İslam dinini benimsedikten sonra çeşitli dinsel unsurlar, örf ve âdetlerimize yansımaya başlamıştır. Öyle ki bazı örf ve âdetlerimiz, sadece dinin etkisiyle ortaya çıkmıştır. Örneğin erkek çocukların sünnet edilmesi, bebeğe ad koyarken sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunması İslam’ın etkisiyle ortaya çıkan âdetlerdendir.
Toplumsal hayatımızda dinin etkilerini yoğun biçimde gördüğümüz uygulamalardan biri de bayramlardır. Dinî bayramlarda dostluk, kardeşlik ve dayanışma duyguları iyice pekişir. Yakınlar, komşular, dost ve tanıdıklar ziyaret edilir. Misafirlere ikramlarda bulunulur. Büyükler mutlaka ziyaret edilir. Küsler barıştırılır. Bayramlarda ölmüş yakınların mezarlarına gidip Kur’an okunur, dualar edilir. Ramazan ayında iftar yemekleri verilir ve camiler mahyalarla süslenir. Kandil geceleri camilerde Kur’an, mevlit ve ilahiler okunur. Gelin olan kızların, çeyizlerine seccade ve Kur’an koymaları da dinimizin etkisiyle ortaya çıkmış bir gelenektir. Ay takvimine göre her yıl muharrem ayının onuncu gününde aşure yapılıp komşulara, dost ve tanıdıklara ikram edilir. Bütün bunlar dinin örf ve âdetlerimizi etkilediğini, örf ve âdetlerimizde birçok dinî motifin bulunduğunu göstermektedir.
İslam dininde anne babaya saygı göstermeye, fakir ve muhtaçlara, komşulara yardım etmeye büyük bir önem verilir. Gerek Kur’an-ı Kerim’de gerekse Sevgili Peygamberimizin hadislerinde bu konuyla ilgili birçok öğüt, ilke ve uyarı yer alır. Örneğin Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadisinde, “Allah’ın rızası, anne babanın rızasındadır. Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.” buyurmuştur. Yüce Rabb’imiz de bu konuyla ilgili bir ayette, “Allah’a ibadet edin… Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya… iyilik edin.” buyurmuştur. Dinimizin bu gibi öğüt ve uyarıları örf ve âdetlerimizi de büyük oranda etkilemiştir. Bu nedenle anne babaya saygılı olmak, fakirlere, komşulara, zorda kalanlara yardım etmek toplumumuzda uyulması, uygulanması zorunlu birer örf ve âdet hâline gelmiştir. Dinî ilkelerle örf ve âdetler âdeta birbiriyle bütünleşmiştir. Dolayısıyla toplumumuzda bu gibi örf ve âdetlere uymayanlar, kınanmakta, ayıplanmaktadır.