İbadet kelime olarak “boyun eğme, itaat etme, saygı duyma” anlamlarına gelir. Dinî terim olarak ise ibadet, Allah’ın (c.c.) insanlara emrettiği ve insanların Allah’a (c.c.) karşı yapmakla sorumlu olduğu tüm davranışlardır. Yüce Allah (c.c.), kulunun kendisine olan inancındaki samimiyetini davranışlarıyla göstermesini ister. Bu samimiyetin en açık göstergesi Allah’a (c.c.) yönelerek O’na (c.c.) ibadet etmektir. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’de inanç esaslarının yanında ibadetlere de yer verilmiştir.
İbadetin amacı, insanın yaratılış gayesi olan kulluk görevini yerine getirmektir. Bu durum, Kur’an-ı Kerim’de “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”27 ayetiyle dile getirilmektedir. Bu görevin yerine getirilmesi de ibadetlerin doğrudan doğruya Allah (c.c.) rızası için yapılmasını gerektirir. Kişi ibadet ederek, Allah’a (c.c.) olan sevgi, saygı ve bağlılığını davranışlarıyla göstermiş olur.
Kur’an’da namaz, hac, zekât gibi başlıca ibadetler emredilir. Bir ayette “Namazı kılın, zekâtı verin ve Peygambere itaat edin ki merhamet göresiniz.”28 buyrulur. Başka bir ayette de namaz gibi ibadetlerin insanı kurtuluşa götüren bir yönü olduğu şu şekilde vurgulanmıştır: ‘’Ey iman edenler! Rükû edin; secdeye kapanın; Rabbinize ibadet edin; hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.’’29 Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de ‘’(Resûlüm!) Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür…’’30 buyrularak ibadetlerin bireysel yararlarından da bahsedilir.
Kur’an’da emredilen başlıca ibadetlerden biri de oruçtur. Oruç, Allah (c.c.) tarafından daha önceki topluluklara da farz kılınmış bir ibadettir. Bu durum bizlere “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.Umulur ki korunursunuz.”31 ayetiyle bildirilmektedir. Kur’an’da emredilen başlıca ibadetlerden bir diğeri de hac ibadetidir. Hac için gerekli maddî güce ve sağlığa sahip olan kimselerin Kâbe’yi ziyaret etmesi Allah’ın insanlardan yapmalarını istediği dinî bir sorumluluktur. Yüce Allah (c.c.) bu durumu ‘’… Yoluna gücü yetenlerin o evi (Kâbe’yi) haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün alemlerden müstağnidir (kimseye muhtaç değildir).’’32 ayetiyle bildirmiştir.
İslam dininde Allah (c.c.) tarafından kesin olarak emredilmiş namaz, zekât, oruç ve haccın yanısıra anne-babaya iyilik etmek, sadaka vermek, kurban kesmek, dua etmek, ilim öğrenmek gibi yararlı iş ve davranışlar da ibadet olarak kabul edilir. Helal kazanç sağlamak, nimetlere şükretmek, yardımlaşmak, selamlaşmak, görgülü davranmak, kul hakkına özen göstermek gibi pek çok davranış İslam dininde övülmüş ve teşvik edilmiştir. Yüce Allah (c.c.) “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne ve babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, sorumluluğunuz altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.”33 buyurarak razı olacağı olumlu davranışları bizlere bildirmektedir. Bütün güzel ve yararlı davranışlar ‘’sâlih amel‘’ olarak adlandırılır. Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerinde Müslümanların övülen özelliklerine bakıldığında iman etmesinin ardından salih amel işlemesine vurgu yapıldığını görmekteyiz. Örneğin Asr suresinde “Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).”34 buyrulmuştur.
Samimiyetle yerine getirilen ibadetler Allah (c.c.) ile kulu arasındaki bağı kuvvetlendirir, kişinin Allah’a (c.c.) olan yakınlığını canlı tutarak onu kötülüklerden uzaklaştırır ve Allah’ın (c.c.) hoşnutluğunu kazanmasına vesile olur. Bunun bilincinde olan kişi iman ile ibadetlerin ayrılmaz bir bütün olduğunu fark ederek hayatında bu bütünlüğe yer vermeye çalışmalıdır.
İbadet kelimesinin sözlük anlamı itaat etme, boyun eğme, saygı duyma, övme, yüceltme ve kulluk etmektir. İslam dininde ibadet; kulun yaratıcısına karşı olan görevlerini, Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak amacıyla ayet ve hadislerde gösterildiği şekilde yerine getirmesidir.
İbadet edene “âbid”, ibadet edilene “ma’bûd” ve ibadet yerine “mâbed” denir.
İbadet kavramını dar ve geniş anlam olarak ikiye ayırmak gerekir. İbadet dar anlamı ile namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek ve hacca gitmektir. Bu ibadetler dinin temelini oluşturmaktadır. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v) İslam’ın beş temel esas üzerine kurulduğunu beyan ettiği hadisinde1 bu ibadetlere yer vermiştir.
İbadet kavramı geniş anlamı ile Allah’ın (c.c) rızasını kazanmak için fert ve toplum yararına yapılan her türlü faydalı ve hayırlı davranışı ifade etmektedir. Bu manada ibadete yüzlerce örnek verebiliriz. Ailenin geçimini helal yoldan kazanmaya çalışmak, yolda sıkıntı veren bir şeyi kaldırmak, selamlaşmak, hastaları ziyaret etmek, güler yüzlü olmak, borçluya kolaylık sağlamak, komşu ve akraba ile iyi geçinmek gibi olumlu davranışlar Allah (c.c) rızası için ve samimi duygularla yapılması durumunda ibadet sevabı kazandıracaktır.2 İbadetin geniş kapsamı içine günah olan eylemlerden, Yüce Allah’ın o husustaki yasağına karşı gelmeme düşüncesiyle uzak durmak da girmektedir.
Buna göre, iftira, haram kazanç, kibir, yalan, gıybet ve rüşvet gibi haramlardan sırf Allah (c.c) rızası için uzak durmak itaat ve kulluk etme anlamı taşıdığı için ibadet kavramına dâhildir.
1. bk. Buharî, İman, 8.
2. Ferhat Koca, “İbadet” md., Türkiye Diyenet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C 19, s. 240-242.
27 Zâriyât suresi, 56. ayet.
28 Nûr suresi, 56. ayet.
29 Hac suresi, 77. ayet.
30 Ankebût suresi, 45. ayet.
31 Bakara suresi, 184. ayet.
32 Âl-i İmrân suresi, 97.ayet.
33 Nisâ suresi, 36. ayet.
34 Asr suresi, 1-3.ayetler.