Alevilik-Bektaşilikte önem verilen kavramlardan biri cemdir. Cem kelimesi sözlükte; bir araya gelmek, toplanmak, bütünleşmek gibi anlamlara gelir. Dinî bir kavram olarak ise cem; Alevilik-Bektaşilikte belli bir disiplin ve kurallar içerisinde dede, pir veya mürşit denilen manevi önderlerin yönetiminde gerçekleştirilen törene verilen addır. Cemin yapıldığı mekânlar ise cemevi olarak isimlendirilir.
Geçmişten günümüze, Alevi -Bektaşi kültüründe cemevi, birçok işlevi yerine getiren bir kurum olmuştur. Cemevleri zaman zaman tasavvufi sohbet ve muhabbet yeri olmuş, bazen fakirler için aşevi veya misafirhane işlevi görmüştür. Ayrıca cemevleri tarihte ve günümüzde birer ilim, eğitim ve irfan yuvası olarak da değerlendirilmiştir.
Alevilik-Bektaşilikte cemevinin ve cem töreninin çok önemli bir yeri vardır. Alevi -Bektaşi inancına göre cemevinin kapısı kutsal kabul edilir. Cemevinin ortasına “Kırklar Meydanı” adı verilir. Meydanın tam ortası ise “Dâr Meydanı” olarak isimlendirilir. Alevi -Bektaşi kültüründe cemin yapıldığı alan kutsal görülür. Burası, “Muhammed Ali Meydanı” ya da “ölmeden önce ölünen yer” olarak adlandırılır.
Alevilik-Bektaşilikte önemli bir yeri olan cem, dede önderliğinde yapılır. Bu önemli uygulamaya katılacak kişi, evinde beden temizliğini yapar. Üzerine temiz kıyafetlerini giyerek cemevine gelir. Cemevine dua ve niyaz ederek girilir. Burası “hakikat şehri” olarak kabul edilir. Yani Alevilik-Bektaşilik inancına göre cemevi, “Ben ilmin şehriyim, Ali de onun kapısıdır.” buyuran Hz. Muhammed’in manevi makamını temsil eder. Cemevinin kapısı da Hazret-i Ali’yi sembolize eder.
Cem törenine katılmak için cemevine gelen Alevi-Bektaşiler, dedenin önünde halka şeklinde sıralanırlar. Dede ilk önce dargın olanlar varsa onları barıştırır. Daha sonra cem törenine geçilir. Cemde her hizmet yapılmadan önce o hizmetin anlamını ifade eden bir Kur’an ayeti okunur. Böylece Yüce Allah’a olan inanç ve bağlılık yenilenmiş olur. İnsanlar cemde, yüzlerini dedeye dönerek ayakta dururlar.
Dede, “Bism-i Şah Allah, Allah! Geldiğiniz yoldan, durduğunuz dârdan, çağırdığınız pirden şefaat göresiniz. Dârlarınız, divanlarınız kabul ola, muratlarınız hâsıl ola. Hakk’ın dergâhına yazılmış ola. Dârına durduk Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah!.. Divanına durduk Ya Muhammed! Ya Muhammed! Ya Muhammed!.. Keremine sığındık Ya Ali! Ya Ali! Ya Ali!.. İnayet eyleyin ya On İki İmamlar. ” diyerek bir gülbenk okur. Okunan gülbenkten sonra dede, “Gerçeğe Hû, mümine Ya Ali‘’ der. Bunun ardından herkes rukûya eğilir. Rükû vaziyetinde iken dede, “Tecellânız, temennânız kabul olsun, muradınız hâsıl olsun, yüzünüz ak, gönlünüz pak olsun. Dâr çeken didar görsün.” diye dua eder. Canlar “Gerçeğe Hû, mümine Ya Ali” diyerek secdeye giderler. “Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali” diyecek kadar secdede kaldıktan sonra tekrar diz üstü oturulur. Bunun ardından hep beraber “Allahümme salli alâ seyyidina Muhammed ve âl-i seyyidina Muhammed” denilerek Hz. Peygambere ve ehl-i beytine salavat getirilir. Daha da sonra ceme devam edilir. Cemde okunan gülbenk, dua, on iki imam aşkına söylenen düvaz-imam, deyiş ve nefesler arasında sık aralıklarla topluca “Allah Allah” denir. Semahlar dönülür. Kerbelâ’da 72 evladı ve arkadaşlarıyla birlikte susuz bırakılıp şehit edilen Hz. Hüseyin aşkına su dağıtılır. Son olarak getirilen yiyecekler, kesilen kurbanlar dede tarafından dua yapıldıktan sonra dağıtılır.
Alevi-Bektaşi kültürüne göre her zaman cem yapmak mümkündür. Ancak yine de yılın belli zamanlarında yapılan bazı cemler, ön plana çıkmaktadır. Abdal Musa cemi, dârdan indirme cemi, düşkünlükten kaldırma cemi bunlara örnek verilebilir. Buna göre yılın ilk cemi, Alevi-Bektaşi büyüklerinden Abdal Musa adına yapılır ve Abdal Musa cemi olarak adlandırılır. Bu cem, her yıl yaz bitip sonbahar gelince küskünlerin barıştırılması ve birliğin sağlanması amacıyla yapılır. Böylece insanlar arasında kardeşlik bağları güçlendirilir, toplumda birlik ve bütünlük sağlanır.
Alevilik-Bektaşilikte, işlediği bir günah, kötülük veya suç nedeniyle düşkün ilan edilip toplumdan dışlanan, daha sonra da yaptığından pişmanlık duyarak tövbe eden, üzerindeki kul hakkını ödeyen kimseler için düşkünlükten kaldırma cemi yapılır. Hayatı sona erip vefat eden yani Hakk’a yürüyen bir kişinin ölümünün yedinci veya kırkıncı gününde kurban kesilip lokma dağıtılır ve cem düzenlenir. İşte bu cem, dârdan indirme cemi olarak adlandırılır. Dârdan indirme ceminde düzenlenen toplantıda, ölen kişi için herkesten helallik alınır. Kul hakkı veya borcu varsa yakınları tarafından ödenir. Ödeme imkânı da yoksa helallik dilenir.