Kültürümüzde önemli bir yeri olan tasavvufi yorumlardan biri Alevilik-Bektaşiliktir. Alevi kelimesi sözlükte, Ali tarafında olan, Ali’yi seven, Ali’ye bağlı vb. anlamlara gelir. Dinî bir kavram olarak Alevilik, Hz. Peygamberin (s.a.v.) vefatından sonra halifeliğin, Hz. Ali’nin ve onun soyundan gelenlerin hakkı olduğunu savunan anlayışı ifade eder. Bektaşilik ise büyük mutasavvıf ve düşünür Hacı Bektaş Veli’yi kendilerine pir ve önder olarak gören, onun yolundan gitmeyi amaç edinen kimselerin bağlı olduğu tasavvufi yorumdur.
Hz. Muhammed’in vefatının ardından, sırasıyla Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali halife olmuşlardır. Ancak bazı Müslümanlar, Peygamberimizin vefatından sonra halifeliğin öncelikle Hz. Ali’nin hakkı olduğuna inanmışlardır. 680 yılında Yezid’in emriyle Peygamberimizin sevgili torunu Hz. Hüseyin ve ailesinden bazı kişiler Kerbela’da şehit edilmişlerdir. Bu acı olay Müslümanlarda büyük bir üzüntüye neden olmuştur. Birçok kişi ehl-i beyt mensuplarına ve onların haklarına sahip çıkmaya başlamıştır. İşte bu yaklaşım zamanla sistemli hâle gelmiş ve Alevilik akımının doğup yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Horasan erenlerinden biri olan, Hacı Bektaş Veli 1209 yılında doğmuş, 1271 yılında vefat etmiştir. O, Anadolu’yu yurt edinmiş, burada yaşayan Türkmenlere Allah ve Peygamber sevgisini aşılamak için büyük çaba harcamıştır.
Hacı Bektaş Veli, insanlara İslam’ın ilkelerini ve güzel ahlak prensiplerini kavratmayı amaç edinmiştir. O, sevgi ve hoşgörüyü ilke edinmiş, sade bir dille verdiği nasihatlerle insanların kalbinde yer edinmiştir. Sohbetlerinde tevazu, cömertlik, fedakârlık, sevgi, saygı, anlayış vb. değerler üzerinde önemle durmuştur. İnsanlara kin ve nefretten uzak durmayı, zorda kalanlara yardım etmeyi, cömert olmayı ve kimsesizleri gözetmeyi öğütlemiştir.
Hacı Bektaş Veli, İnsanlar arasında ırk, renk, dil vb. ayrımlar yapılmamasını öğütlemiştir. Allah’ın yarattığı üstün varlık olması sebebiyle her insanın sevilmesi gerektiğini belirtmiştir. O, İslam’ın yayılması ve yaşanması için yıllarca çalışmıştır. Ortaya koyduğu ilkelerle Anadolu’da Türk kültürünün yaşatılmasında, toplumda birlik, barış ve huzurun gerçekleşmesinde büyük rol oynamıştır.
Kültürümüzün önemli bir unsuru olan Alevilik-Bektaşilikte İslam’ın inanç esaslarının ayrı bir yeri vardır. Hacı Bektaş Veli de Makâlât adlı eserinde hem iman esasları hem de ibadetler üzerinde önemle durur. O, imanı, “Allah’a inanmak, emirlerini yerine getirmek, onun sakının dediklerinden sakınmak” şeklinde tanımlar. Alevi-Bektaşi için Kur’an’a uymak, onun bildirdiği esaslardan ayrılmamak temel hedeftir. ‘’Buyruk’’larda yer alan, “Ayetsiz, kitapsız söz söyleyip nasihat eden pirin söylediği sözler saygın değildir. Söylenen sözün kesinlikle Kur’an’a uyması gerekir.” şeklindeki ifadeler de bu gerçeğe dikkat çekmektedir.
Alevilik-Bektaşilikte ehl-i beyt sevgisinin önemli bir yeri vardır., Hz. Peygamberin (s.a.v.) ev halkı anlamına gelir. Pek çok İslam âlimine göre ehl-i beyt Hz. Muhammed’le birlikte, Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den oluşmaktadır. Alevilik-Bektaşilik düşüncesine göre her Müslüman, ehl-i beyti sevmeli ve saymalıdır. Kerbelâ’da günlerce aç ve susuz bırakılarak şehit edilen ehl-i beyt mensuplarının acısını da yüreğinde hissetmelidir.
Alevilik-Bektaşilikte en çok önem verilen ilkelerden biri de on iki imam inancıdır. On iki imam inancı, Alevilik-Bektaşilikte Hz. Muhammed’den sonra önder olarak kabul edilen ve Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın soyundan gelen on iki kişiyi ifade eder. Buna göre on iki imam sırasıyla şu kişilerden oluşur:
1. Hz. Ali
2. Hz. Hasan
3. Hz. Hüseyin
4. İmam Zeynelabidin
5. İmam Muhammed Bakır
6. İmam Cafer Sadık
7. İmam Musa Kazım
8. İmam Ali Rıza
9. İmam Muhammed Taki
10. İmam Ali Naki
11. İmam Hasan Askeri
12. İmam Muhammed Mehdi
Sonuç olarak Alevilik-Bektaşilik sevgi, dostluk ve kardeşlik yoludur. Hacı Bektaş Veli’nin yolundan giden kişi, komşularıyla iyi geçinmeli, muhtaçlara yardım etmelidir. Kötülüğe iyilikle karşılık vermeli, kimseye kin beslememeli, dedikodu, iftira, haset, kibir, yalan, hile, zulüm, haksızlık vb. kötülüklerden uzak durmalıdır. Yüreğinden her türlü kötülüğü ve kötü düşünceyi silip atmalıdır. Eline, beline diline hakim olmalı, kimseye kötü söz söylememelidir.
Eskişehir de kendilerini alevi diye adlandıran bir halk varki oruç tutmaz namaz kılmaz ramazan ayında ortalıkta orda burda kahvede çay içip sigara içip İslami yönden hiç bir vecibesi olmayan insanlar netür bir alevi