İslam dininin temelinde temizlik vardır. Bazı ibadetlerin yerine getirilmesi için de temiz olma şartı aranır. Yüce Allah (c.c.) da “Oku!” (Alak suresi, 1. ayet.) vahyinden sonra ikinci vahyi temizlik üzerine indirmiş ve insanlara “Elbiseni temiz tut. Kötü şeylerden sakın.” (Müdessir suresi, 4-5. ayetler.) ayetiyle temiz olmayı emretmiştir.
Temizlik; insanın ruhunu kötü duygulardan ve bedenini, giysilerini, çevresini ise maddi kirlerden arındırmasıdır. İnsanın kendi sağlığı ve mutluluğu için gereklidir. Temizlik maddi ve manevi temizlik olarak ikiye ayrılır. Maddi temizlik beden, elbise ve çevre temizliğinden oluşur. Bu şartlar namaz ibadetinin de temel şartlarıdır. Namaz ibadetini yerine getiren bir Müslümanın, vücudunun belli başlı yerlerini yıkaması, elbisesinin ve namaz kılacağı yerin temiz olmasına özen göstermesi gerekir. Ayrıca namazın şartlarına uyarak ve samimiyetle kılan kimseler, kötü duygu ve düşüncelerden arınır ve manevi kirlerden kurtulur. Aynı şekilde hac ibadeti için de tavaf ederken abdest alma zorunluluğu vardır. Hac ibadetini yerine getirirken insan nefsini terbiye etmeye çalışır ve kalbini manevi kirlerden arındırmak için dua eder.
Manevi temizlik, insanların huy ve ahlak temizliğidir. Kişinin insanlara karşı iyi bir niyet taşıması; şirk, zulüm, kin, nefret ve hasetten uzak durması; kendisi için istediklerini başkaları için de istemesi manevi temizlikle ilgilidir. Bu da insanların bir arada huzurlu yaşamaları için önem arz etmektedir. Namaz ibadeti gibi oruç ibadeti de insanı kötü davranışlardan, kötü duygu ve düşüncelerden alıkoyar. Çünkü oruç tutmak sadece aç kalmak değildir; nefsin bütün kötülüklerden uzak durmasıdır. Yine İslam’ın diğer bir şartı olan zekât, insanların mala karşı olan hırsını yok eder. Yardımlaşma duygusunu artırır. Zekât veren kimse şükrünü yerine getirir ve malını manen temizler. Allah’ın (c.c) emrettiği ibadetlerin hepsi maddi ve manevi yönden insanın temiz olmasını sağlamaya yöneliktir. Temiz olan insanların da Allah (c.c.) tarafından sevileceği Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmiştir: “Kuşkusuz Allah, tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.” (Bakara suresi, 222. ayet.) Ayrıca Peygamberimiz (s.a.v.) “Temizlik imanın yarısıdır.” (Müslim, Tahâret, 1.) buyurarak maddi ve manevi temizliğin dinimizdeki önemini belirtmiştir.
Maddi ve manevi temizliğin bir bütün olarak ele alınması gerekir. Beden maddi kirlerden temizlenirken kalp de her türlü kötü duygu ve düşüncelerden arındırılmalıdır. Çünkü beden ve çevre kirliliğinin hastalıklara sebep olması gibi kalp de kötü duygu ve düşüncelerden arındırılmadığı takdirde ruh sağlığında bozulmalar meydana gelir. Bu yüzden de iki temizlik türüne de aynı hassasiyet gösterilmelidir. Bu denge gözetildiği sürece Allah’ın (c.c.) rızası ve hoşnutluğu da kazanılır.
İbadetlerin geçerliliği belirli kurallara bağlıdır. İbadet yapılırken dinin öngördüğü temizliklerin yapılmış olması ibadetin geçerliliği için şarttır. Günde beş vakit namazın farz kılınması Müslüman’ın gün boyu temizliğine dikkat etmesini gerekli kılmaktadır. Çünkü namazın dışındaki şartlardan olan hadesten taharet ve necasetten taharet hem necis maddelerden arınarak hakikî temizliği, hem de abdestsizlik hâlini gidererek hükmî temizliği sağlamaktadır.
Kur’an’ın indirilmeye başlandığı ilk yıllarda “Elbiseni temiz tut.”23 emrinin nâzil olmasıyla temizlik hayatın ayrılmaz bir unsuru olmuştur. Müslümanlar asırlar boyu elbiselerinin ve yaşadıkları alanların temiz olması için gayret göstermişlerdir. İslam medeniyeti temizliğe hassasiyeti sebebiyle “su medeniyeti” olarak tanımlanmıştır. Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve –başlarınızı mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin…”24 buyrularak namaz ibadetinin geçerliliğinin şartlarından birisi olarak hadesten taharetin gereklikliği beyan edilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v) “Namazın anahtarı temizliktir.” 25 buyurarak ibadet ile temizlik arasında sıkı irtibat olduğunu haber vermiştir. Abdest almak maddi olarak temizlenmeyi sağladığı gibi günahların affedilmesini de sağlayacaktır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v) bir kul abdest aldığında, işlemiş olduğu hata ve günahlarının yıkadığı organlarından silineceğini haber vermiştir.26
İbadeti en geniş anlamı olarak Allah’ın rızasını kazanmak için fert ve toplum yararına yapılan her türlü faydalı davranış diye tanımladığımızda, Allah’ın (c.c) rızasını kazanmak amacıyla yaptığımız her türlü temizlik ibadet sayılacaktır. Hz. Peygamber’in (s.a.v) sünnetine uygun bir şekilde vücut temizliğini yapmamız, hadislerdeki çevrenin temiz tutulmasına yönelik uyarıları dikkate alarak etrafımızı kirletmeyip temiz tutmaya çalışmamız da ibadet kapsamına dâhildir.
İslam dini, elbise ve çevreyi pis, necis maddelerden arındırmayı ifade eden maddi temizlik ve abdestsizliğin giderilmesi anlamındaki hükmî temziliğin yanında manevi temizliğe de çok önem vermiştir. Manevi temizlik; kişinin gıybet, yalan, kibir, hırs, haset, bencillik ve haram kazanç gibi kirlerden uzak kalarak temiz bir şahsiyet sahibi olmasını ifade etmektedir.
23. Müddessir suresi, 4. ayet.
24. Mâide suresi, 6. ayet.
25. Ebû Dâvûd, Tahâre, 61.
26. bk. İbn Mâce, Tahâre, 283.