İnsanın aklını kullanarak, araştırarak veya gözlemleyerek elde ettiği bütün gerçeklere bilgi denir. Doğru bilgi sahibi olan kişi, hayatına, çevresine anlam kazandırmaya çalışır. İslam dini, doğru bilgiye önem verir; doğru bilgileri araştırıp öğrenmemizi ister. Çünkü doğru olan her bilgi, bizi doğru sonuçlara ulaştıracaktır. Bu nedenle Kur’an, insanın doğru bilgiye ulaşmasını ister. İnsan aklının düşünüp isabetli karar verebilmesi için de doğru bilgiye ihtiyacı vardır.
İnsanın görmediği ama merak ettiği çok şey vardır. İnsan yapısı gereği kendisinin, varlıkların anlamını merak eder ve bunlar üzerinde düşünür. Kişi aklıyla evrenin nasıl oluştuğunu, niçin yaratıldığını ve yaratılışının amacını bulmak ister. Ölümden sonraki hayatı merak eder. Kur’an bütün bu arayışlarda, insana doğru bilgiler vererek yardım eder.
“Kur’an’ı öğrenin çünkü o sözlerin en güzelidir. Onda anlayışınızı derinleştirip kavrayışınızı genişletin. Çünkü o kalplerin baharıdır, nuruyla şifa bulun zira o gönüllerin şifasıdır. Onu en güzel okuyuşla okuyun…” (Nehcü’l-Belağa, 110. Hutbeden)
Allah, aklımızı ve duyularımızı kullanmamızı, bizlere ulaşan haberlerin güvenilir olup olmadığını araştırmamızı istemektedir. Konuyla ilgili Rabbimiz, Hucurât Suresi, 6. ayette; “Ey inananlar, size fasık (yoldan çıkmış) bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” şeklinde buyurarak bize ulaşan herhangi bir bilginin iyice incelenmesini ve doğruluğunun araştırılmasını tavsiye etmektedir. Çünkü doğruluğu kesin olmayan haber ve bilgilere göre davranmak, toplumda huzur ve barışa zarar verir. İnsanlar arasında sevgi, saygı, güven ve kardeşliği zedeler.