Yüce Allah (c.c.)* evreni kusursuz bir düzen içinde yaratmıştır. Evrende yer alan canlı ve cansız tüm varlıkların bu düzende bir görevi vardır. Güneş, Ay, yıldızlar, gezegenler, bitkiler ve daha birçok varlık uyum içinde görevlerini yerine getirmektedir. Güneş ve Dünya arasındaki hassas mesafe ve Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki dönüşü ile gece-gündüzün oluşması evrendeki uyuma güzel bir örnektir. Bu aynı zamanda yüce Allah’ın (c.c.) yarattığı varlıkların eşsiz özelliklere sahip olduğunu da göstermektedir. Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde evrendeki düzene işaret edilmektedir. “Güneş ve Ay bir hesaba göre hareket etmektedir.”1, “Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık…”2, “Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık.”3 ayetleri bunlardan bazılarıdır.
Evrendeki varlıklar içinde insan akıllı ve irade sahibi olmasından dolayı özel bir konuma sahiptir. Bu yönü insanı düşünen, sorumluluk alan, öğrenen, iyiyi kötüden ayırt eden, inanan bir varlık olarak diğer yaratılanlardan üstün kılmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de “Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık.”4 buyrularak insanın diğer varlıklardan üstün olduğu belirtilmektedir.
İnsan aklı sayesinde elde ettiği düşünme, neden-sonuç ilişkisi kurma ve yaşadığı olaylardan çıkarım yapma gibi becerileriyle hayatın anlamını sorgulayabilir, yüce yaratıcının varlığına ulaşabilir. Enbiyâ suresi 30. ayette “İnkâr edenler, gökler ile yer bitişik bir hâlde iken bizim, onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? Yine de inanmazlar mı?” buyrularak insanın düşünerek Allah’ın (c.c.) varlığına ulaşabileceği belirtilmektedir.
Endülüslü büyük İslam düşünürü İbn Tufeyl, eseri Hayy b. Yakzan’da, insanların yaşamadığı bir adada büyüyen Hayy’ın ruh ve düşünce gelişimini anlatır. Hayy, yaşadığı ve gözlemlediği olaylar karşısında akıl yürüterek muhakkak yüce bir yaratıcının olması gerektiği sonucuna ulaşmıştır.
İnsan sahip olduğu özellikleri ile Allah’ın (c.c.) gönderdiği vahyin muhatabıdır. Yüce yaratıcının verdiği özgür iradeyle insan, inancını seçebilme hürriyetine sahiptir. Bu durum insanı sorumlu kılmaktadır. İnsanın sorumluluklarının başında yüce yaratıcıya karşı görevleri gelmektedir. Bakara suresi 21. ayette “Ey insanlar!
Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb’inize kulluk ediniz.” buyrularak insanın Allah’a (c.c.) kulluk etmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Başka bir ayette de “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”5 buyrularak insanın yaratılış amacının Allah’a (c.c.) kulluk etmek olduğu belirtilmektedir. İnsanın Allah’a (c.c.) karşı olan sorumluluk duygusu onu çevresine karşı da sorumlu kılmaktadır. Ailesi, akrabaları, komşuları, iş yaşamı insanın sorumlu olduğu alanlardan bazılarıdır.
Sahip olduğu akıl ve iradeyle diğer yaratılanlardan ayrılan insanın, birçok görev ve sorumluluğu vardır. Bu yönü, insanı evrendeki diğer varlıklardan farklı bir konuma taşımaktadır. İnsanın bunun bilincinde olması, yaşamın sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi ve evrendeki düzenin devamlılığı açısından önemlidir.
1 Rahmân suresi, 5. ayet.
2 Enbiyâ suresi, 32. ayet.
3 Kamer suresi, 49. ayet.
4 İsrâ suresi, 70. ayet.
*Celle celâluhû: O’nun şanı ne yücedir.
5 Zâriyât suresi, 56. ayet.