Her insanın kendine özgü bir inancı vardır. İnsanlar, dinleri ve kutsal değerleri konusunda duyarlıdır. İnançlarımız bizce nasıl değerli ve kutsal ise, başkalarının inançları da kendilerince değerli ve kutsaldır. İnançlarımıza nasıl saygı gösterilmesini istiyorsak bizler de başkalarının inançlarına karşı hoşgörülü ve saygılı olmalıyız.
İslam dini insanların inanç ve yaşayışlarına karşı hoşgörülü olunmasını, inanç konusunda hiç kimseye baskı yapılmamasını ister. Dinimize göre herhangi bir dine inanıp inanma kişinin özgür iradesine bırakılmıştır.
Yüce Allah, Bakara Suresi, 256. ayette “Dinde hiçbir zorlama yoktur.” şeklinde buyurmuştur.
Ayrıca Kehf Suresi, 29. ayette Rabbimiz: “De ki: ‘Gerçek (bu Kur’an) Rabb’inizdendir.’ Dileyen inansın, dileyen inkâr etsin…” şeklinde buyurarak insanların inançlarında özgür olduklarını açıklamaktadır.
Peygamberimiz, insanları iyilik ve güzellikle İslam’a davet etmiş hiçbir zorlamada bulunmamıştır. Bundan dolayı Medine’de yaşayan Yahudiler, dinlerini serbest olarak yaşamışlardır.
Anadolu’da camilerle birlikte kilise ve sinagogların birlikte bulunmasının sebebi nedir?
Türklerin tarih boyunca kurduğu devletlerde, farklı din ve mezhepten insanlar bir arada yaşamışlardır. Türkler tarafından egemenlikleri altındaki insanlara din ve inançlarından dolayı herhangi bir baskı uygulanmamıştır. Anadolu’da birbirinden çok farklı din ve kültüre sahip topluluklar, yüzyıllar boyunca hoşgörü içersinde yaşayarak farklı inanç ve değerlere saygı göstererek bir arada olmanın en güzel örneğini sergilemişlerdir.
Tarih boyunca insanlar dinî inançlarını başkalarına aktarma, yayma isteği içinde olmuşlardır. Günümüzde de kitle iletişim imkânlarının genişlemesi ile birlikte bu durum farklı boyutlara ulaşmıştır. İnsanların bir kısmı sadece dinî inançlarını tanıtma eğilimindeyken bir kısmı bununla beraber başkalarının inançlarını aşağılama yoluna gitmişlerdir. İnsanların zafiyetlerini kullanarak onları maddi manevi kandırmaya, kendi dinlerine girmelerini sağlamaya çalışmışlardır. Bu tür faaliyetler farklı inançlara saygı ve hoşgörü ilkesine aykırıdır. Bu tür davranışlara karşı dikkatli ve duyarlı olunması gerekir.
Her insanın kendine özgü bir inancı vardır. İnançlarımız bizce nasıl değerli ve kutsal ise, başkalarının inançları da kendilerince değerli ve kutsaldır. İnançlarımıza nasıl saygı gösterilmesini istiyorsak bizler de başkalarının inançlarına karşı hoşgörülü ve saygılı olmalıyız.