Din kelimesi, Kur’an’da ve hadislerde birçok manada kullanılan inanç, yol, hâl ve gidiş anlamlarına gelir. Bir yaratıcının bulunduğuna inanmayı, ona sığınmayı, itaat ve ibadet etmeyi ifade eder. Yüce Allah, ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Âdem’den itibaren peygamberler ve kitaplar göndermiştir.
Tarih boyunca inancı olmayan bir toplum yaşamış mıdır?
Din duygusu yaratılıştan gelen bir duygudur. Allah, insanın yaratılışı esnasında bu duyguyu insana vermiştir. Yapılan araştırmalarda da tarihin bütün dönemlerinde, hemen her toplumda inancın var olduğu ortaya konmuştur. Tarihin her döneminde insanlar, çeşitli varlıkları kutsal kabul etmiş ve bunlara tapınmışlardır. Bazen ayı, güneşi, yıldızları, bazen ateşi, bir hayvanı veya kendi elleriyle yaptıkları putları kutsallaştırmışlardır.
Dinin oldukça eski bir kurum olduğu, dünya üzerinde bulunan eski yerleşim alanlarındaki çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu çalışmalar sonucunda yapılan kazı ve incelemelerde pek çok tapınak ve dinsel sembole rastlanmıştır. Bunun yanı sıra binlerce yıldır insanların elinde bulunan kutsal metinler de dinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu göstermektedir.
Herhangi bir dine inanma, insanın doğası gereği bir ihtiyaçtır. İnsanda var olan bu duygu ve düşünceler kişiyi bir dine, inanca yöneltir. İnsan korku, felaket, çaresizlik, hastalık gibi olumsuz durumlarda bunu daha çok hisseder.