Sosyal hayatta, insanların birbirleriyle ilişkilerinde dikkat etmeleri gerekli pek çok haklar vardır. Kul hakkı, insanların haklarına saygılı olmak, söz ve davranışlarla onlara zarar vermemek demektir. Dinimiz, insanların birbirlerinin canına, malına, namusuna zarar vermelerini birbirlerini maddi veya manevi zarara uğratmalarını yasaklamış; bu tür davranışları büyük günahlar arasında saymıştır. İnsanlara yapılan bu türden haksız davranışlar ise dinimize göre kul hakkı ihlali olarak adlandırılmıştır. Başkalarına zarar vererek insan haklarını ihlal etmek çeşitli şekillerde olmaktadır. Hırsızlık ve hile yapmak, eksik ölçüp tartmak, yalan söylemek ve iftira atmak, alay etmek, gıybet, dedikodu, başkalarının özel hayatlarını ve gizli hâllerini araştırmak, kötü lakap takmak gibi tavır ve davranışlar kul hakkı kapsamındadır.
İnsanın, yaşama, barınma, güvenlik, seyahat, siyasi, sosyal ve ekonomik hakları vardır. Bu haklar, insanın insanca yaşayabilmesinin bir gereğidir. Bu haklara müdahale ve saygısızlık dinimizce yasaklanmıştır. İçki, kumar, uyuşturucu ve sigara
gibi kötü alışkanlıklar da kişinin sadece kendisine değil ailesine, toplumda birlikte yaşadığı herkese zarar verir. Bu tür kötü alışkınlıklar kişinin hem kendisinin hem de başkalarının sağlıklı yaşam hakkını olumsuz etkilediğinden kul hakkı ihlalidir.
İslam dini, kul hakkına çok önem vermiştir. Allah, tövbe ettikleri takdirde insanların yaptıkları çeşitli günahları affettiği hâlde; kul hakkını, hak sahibi affetmedikçe affetmemektedir. O bakımdan Müslümanlar çok dikkatli olmalı, kul hakkına riayet etmelilerdir. Aralarında sık sık helalleşmeyi âdet edinmeli, geçmişte bir kulun hakkını yemiş ise onu hemen iade etmeli ve helallik almalıdır.
Kul hakkına sebep olan davranışlar nelerdir?
• Yalan söylemek ve hile yapmak
• Gıybet ve iftira etmek
• Hırsızlık yapmak
• Rüşvet alıpvermek
• Bir kimsenin namus ve şerefine sataşmak
• Başkalarıyla alay etmek, ad takmak, onları küçük görmek, sövmek veya kötü söz söylemek
• Kötü zanda bulunmak
• Başkalarının özel hayatlarını araştırmak
• Birisini dövmek ya da yaralamak. Ayrıca ana-baba hakkı, yetim hakkı, evlat, kardeş, komşu, öğretmen, karı-koca hakkı ve arkadaş hakkı da kul hakkı kapsamına girer.
Yüce Allah, birbirimizin haklarına saygı göstermemiz, kul hakkı yemekten kaçınmamız konusunda Kur’an’da Şûra Suresi, 42. ayette şöyle buyurmuştur: “Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere ceza vardır. İşte acıklı azap bunlaradır.”
Peygamberimizin veda hutbesindeki: “Ey iman edenler! Kimin bende bir alacağı varsa gelsin alsın; kimin sırtına vurdu isem işte sırtım, gelsin vursun” sözleri, kul hakkının ne kadar önemli bir hak olduğunu açık bir şekilde göstermektedir. Şu hâlde diyebiliriz ki Allah haklarına riayet etmekle emrolunduğumuz gibi kul haklarına da riayet etmek zorundayız. İnsanları huzursuz edecek fitne ve fesattan, kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri başkalarına yapmaktan son derece kaçınmalıyız. Bilerek veya bilmeyerek başkalarının hakkını yiyen kimse, o hakkı dünyada ödemek ve helalleşmek suretiyle kendisini kurtarmaya çalışmalıdır.
Kul hakkından kurtulmak için neler yapmalıyız?
Tüm diğer günahlarda olduğu gibi önce tövbe ederek Allah’tan bağışlanma dilenmelidir. Ancak kul hakkından kurtulmak için ayrıca hak sahiplerinin ödenebilecek mal, para vb. maddişeylerini geri ödemek ve helalleşmek de gerekmektedir. Hak sahibi ölmüşse çocuklarına veya diğer varislerine hakları ödenir. Varisleri bilinmiyorsa alınan hak kadar para veya mal yoksullara sadaka olarak verilir ve hak sahibi için dua edilir.