İslam’ın Paylaşmaya ve Yardımlaşmaya Verdiği Değer Nedir?

“Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir.” (Buharî, Edeb, 12.)

İslamiyet; sevgi, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma dinidir. İnsanların kardeşçe, paylaşma ve yardımlaşmaya önem vererek yaşamalarını ister. Yüce Allah; kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, iyilik yapmamızı, kötülükten sakınmamızı ve birbirimizle yardımlaşmamızı istemiştir. Günah ve düşmanlıkta ise yardımlaşmamamız gerektiğini vurgulamıştır.

Rabbimiz, insanların yardımlaşma ve dayanışma içinde olmaları gerektiğini Bakara Suresi, 215. ayette şöyle buyurmuştur: “De ki: …Harcadığınız her şey, ana-baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmış kişiler içindir. Allah yapacağınız her hayrı (iyiliği) bilir.” Mâûn Suresinde ise yoksulu yedirmeyenler, yetimi dışlayanlar, yardıma engel olanlar kınanmıştır. Peygamberimiz de bir sözünde: “Yetimin başını okşa, yoksulu doyur.” (Heysemî, Mecmaü’z- Zevâid, C 8, s. 160.) buyurarak yetim ve yoksula yardımı emretmiştir.

İnsanlara yardım etmek, insanlarla bir şeyler paylaşmak için ille de zengin olmak gerekmez. Rabbimiz bollukta da darlıkta da başkalarına yardım etmenin gerekliliğini Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur: “Takva sahipleri (sorumluluklarının bilincinde olanlar), bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar (infak ederler), öfkelerini yutarlar ve İnsanları affederler, Allah da güzel davranışta bulunanları sever.” (Al-i İmran Suresi, 134. ayet)

Mü’min insanların kardeşliği konusunda Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücudun uzvuna benzerler. Vücudun herhangi bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple rahatsız olur.” (Buharî, Edeb 27; Müslim, Birr 66)

Peygamberimiz de Müslümanların yardımlaşmada hassasiyet sahibi olmalarını bir sözünde şöyle vurgulamıştır: “Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir.” (Buharî, Edeb, 12.) O, bu sözüyle zor durumda olanlara yardım etmeyen, onların içinde bulunduğu duruma duyarsız kalan kimselerin dinî ve insani görevlerini yerine getirmediklerini vurgulamıştır.

Peygamberimiz ve arkadaşları döneminde nasıl bir yardımlaşma örneği sergilenmiştir?

Peygamberimiz ve arkadaşları, İslam’ın geldiği ilk dönemlerde yaşanan yoğun baskı ve zulüm karşısında mükemmel bir paylaşma ve yardımlaşma örneği sergilemişlerdir. Mekkeli Müslümanlar, Medine’ye göç ettiklerinde bütün mal ve varlıklarını geride bırakmışlardır. Medineli Müslümanlar ise sahip oldukları maddi olanakları, evlerini ve bahçelerini Mekke’den gelenlerle paylaşmışlardır. Onlara her konuda destek ve yardımcı olmuşlardır.

İslam’da her Müslüman hem kendisinden hem ailesinden hem çevresinden hem de toplumdan sorumludur. Müslüman kişi, tüm bunlara karşı bilinçli davranmak, görevlerini bilmek ve tam olarak yerine getirmek zorundadır. Yerine getirmezse dünyada da ahirette de sorumlu tutulacaktır.

Yorum yapın