İslam’ın Aydınlık Yolu: Hidayet Hidayet, Allah’ın (c.c.) insanlara akıl, düşünme, öğrenme, hatırlama gibi yetenekler vermesi ve insanların da bunları kullanarak doğru yolu bulmasına denir. Allah (c.c.), kitap ve peygamberler göndererek insanlara doğru yolu göstermiştir. Allah (c.c.), insanı irade sahibi, aklını kullanabilen bir varlık olarak yaratmış ve yaptıklarından sorumlu tutmuştur. İslam’a göre insan, hidayet yolunu da dalalete sapmayı da kendi seçer. Allah’ın (c.c.) bu konuda herhangi bir zorlama ve baskısı yoktur. Allah (c.c.) insana doğru yolu gösterir; insan da hidayeti veya dalaleti seçer. Allah (c.c.) da kulun bu seçimini gerçekleştirir.
Allah’ı Görüyormuşçasına Yaşamak: İhsan İhsan, insanın, kendisinin Allah’ın (c.c.) huzurunda olduğunu hissetmeye çalışarak onu görüyormuşçasına ibadetlerini yerine getirmesidir. İhsan ile hareket eden kimse, Allah’ın (c.c.), her an onu gördüğü, her yaptığını bildiği hatta kalbinden geçenlerden bile haberdar olduğu duygusunu taşıyacaktır. Ayrıca, Müslüman bilincine sahip kimsenin yaptığı her işi Allah’ın (c.c.) gördüğünü bilerek en güzel şekilde; kurallara uygun, estetik, sağlam ve kaliteli yapması anlamına da gelir. Kur’an’da ihsan ile hareket edenlere muhsin denilir. Muhsinler her türlü iyi hasleti kendilerinde toplamak için çaba sarf eden, yaptıkları işleri de en güzel şekilde yerine getirmek için gayret gösteren kişilerdir. İhsan, ibadetlerin ve diğer davranışların Allah’ın (c.c.) rızası gözetilerek içtenlikle karşılıksız ve en güzel şekilde yerine getirilmesi demektir.
Allah İçin Samimiyet: İhlas İhlas, insanın bütün davranışlarında, sözlerinde, inanç ve ibadetlerinde yalnızca Allah’ın (c.c.) rızasını gözetmesidir. İhlas, Allah (c.c.) ile kul arasındadır ve bunu ancak kişinin kendisi ile Allah (c.c.) bilebilir. Allah (c.c.) katında ihlasla yapılmayan ibadetler makbul değildir çünkü ibadetleri ihlasla yapmak Allah’ın (c.c.) bir emridir. İhlas, inançta samimi olmak, yani kullukta Allah’a (c.c.) hiçbir şeyi ortak koşmamaktır çünkü her kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa iyi iş yapmalı ve Rabbine kullukta O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalıdır. İhlasın zıddı riyadır. Bir davranış sadece Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmak için yapılırsa ihlas, gösteriş için yapılırsa riya olur. Riya, bir işi Allah’ın (c.c.) rızası için değil gösteriş için yapmaktır. İhlas, Allah’a (c.c.) karşı olduğu gibi insanlara, canlı cansız bütün varlıklara karşı da gösterilen samimiyettir. İhlas ve samimiyet, sadece ibadetlerimizde değil insanlarla olan ilişkilerimizde de son derece önemlidir.
Allah’ın Emir ve Yasaklarına Riayet: Takva Takva, Allah’a (c.c.) iman edip dinin emir ve yasaklarına uyarak Allah’a (c.c.) karşı gelmekten sakınmak, dünya ve ahirette insana zarar verecek inanç, söz ve davranışlardan uzak durmak, her türlü günahtan sakınmak anlamına gelir. Takva, müminin tüm tutum ve davranışlarında Allah’a (c.c.) kulluk bilinciyle hareket ederek Allah’ın (c.c.) koruması altına girmesi, O’na duyduğu sevgi ve saygıyı zedelemekten korkmasıdır. Allah (c.c.), takvayı kulları için bir çıkış ve kurtuluş yolu olarak göstermiş, hesap gününde dikkate alacağı öncelikli değerin bu olduğunu bildirmiştir. Allah (c.c.), inananlara şöyle emretmiştir: “İyilik ve takva üzere yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın.” (Maide suresi, 2. ayet.)
Dosdoğru Yol: Sırat-ı Müstakim: Sırat-ı müstakim, Allah’ın (c.c.) gösterdiği dosdoğru yol, İslam dinidir. Sırat-ı müstakim, Kur’an’ın emirlerinin ve koymuş olduğu ahlaki ilkelerin Hz. Peygamberin (s.a.v.) yaşadığı biçimde yaşanmasıdır. Sırat-ı müstakim Allah’a (c.c.) kulluk etme, Allah’ın (c.c.) ipine (Kur’an) sarılma ve Peygamberin (s.a.v.) sünnetine en güzel şekilde bağlanmadır. Sırat-ı müstakim, bütün peygamberlerin insanlara tebliğ ettikleri Allah (c.c.) yolunun, bir tek Allah’ı (c.c.) kabul esasına dayalı tevhit dininin en bariz niteliğidir. Sırat-ı müstakim, bütün peygamberlerin, salih, sadık, muttaki ve Allah’ın (c.c.) hidayete erdirdiği insanların izlediği yoldur.
Allah Yolunda Mücahede: Cihat Cihat, Allah (c.c.) yolunda savaşmak anlamını ifade ettiği gibi dini öğrenmeyi, dinin emir ve yasaklarına uymayı, haram ve günahlara karşı nefis ile mücadele etmeyi, İslam’ın bilinmesi, tanınması, yaşanması ve yüceltilmesi için çalışmayı da ifade eder. Cihat kavramı birçok farklı anlamlar içermektedir. Cihat, İslam’ın, en yakından başlanılarak topluma anlatılması, tebliğ edilmesi; insanları Allah’ın (c.c.) yoluna davet ve irşat edilmesiyle gerçekleşir.
İyi, Doğru ve Güzel Davranış: Salih Amel Salih amel, Allah’ın (c.c.) hoşnutluğunu kazanmak için iyi niyetli olarak yapılan inanç, ibadet ve ahlakla ilgili tüm güzel davranışlar ve faydalı işler demektir. Allah’ın (c.c.) emirlerini yerine getirmeye, haramlarından sakınmaya da salih amel denir. Allah’ın (c.c.) emrettiği ibadetleri en güzel şekilde yerine getirmek, iyiliği emredip kötülükten nehy etmek, ilim öğrenmek, yardım etmek, yoldaki bir engeli kaldırmak, toplu taşıma araçlarında yaşlı, hasta ve çocuklu kimselere yardımcı olarak onlara ve yer vermek, trafik kurallarına uymak, selam alıp selam vermek gibi birçok iyi davranış salih amel olarak kabul edilir. Bir davranışın Allah (c.c.) katında makbul olabilmesi, onu yapan kimsenin mümin olması ve bu davranışın ihlas ile yapılmasına bağlıdır. Kur’an’da pek çok ayette, iman etme ve salih amel işleme peş peşe zikredilmiştir. Bu da iman ve salih amel arasındaki bağın önemini açıkça göstermektedir. İslam’da öncelikli olan imandır. Bundan sonra ise imanın gerekleri olan namaz, oruç, hac, zekât ve insanlık için faydalı olan diğer güzel işler gelmektedir.