Değerlerin Oluşumunda Örf ve Âdetlerin Etkisi

Örf: Bir toplumda, uygulanagelen, kuşaktan kuşağa iletilen, kültürel değer, alışkanlık ve davranışlardır. Gelenek diye de isimlendirilir.

Âdet: Bir şeyi eskiden görüldüğü gibi yapma alışkanlığıdır. Görenek diye de isimlendirilir. Örf ve âdetler insanların düşünce, tutum ve davranışlarının pratikleşmiş hâlidir. Örf ve âdetlerin ortaya çıkmasında din, en etkili faktörlerden biridir. Örneğin: Bayramlaşma, selamlaşma, hasta ziyareti, ad koyma, sünnet olma, nişan, evlenme, cenaze merasimi gibi uygulamaların özünde din duygusu vardır. Ülkemizde örf ve âdetler, dinî kurallarla beraber anılmaktadır.

Davetlere icabet etmek, anne ve babaya iyi davranmak, okunan Kur’an-ı Kerim’e ve ezana saygı duymak gibi hem dinî hem de örfî uygulamalar zamanla birbirlerinden ayrılmaz olmuştur. Bu tür uygulamalar kültürümüzün bir öğesi olmakla beraber kaynağını dinden almaktadır. Dinimiz, kendi temel yapısına aykırı olmayan örf ve âdetleri reddetmemiştir ancak İslam’da yeri olmayan kan davası gütmeyi, kızları Örf ve âdetlerimiz arasında önemli bir yere sahip olan selamlaşmanın, dinî temelli olduğunu, “Size selam verildiği zaman, ondan daha güzeli ile veya aynı selamla karşılık verin…” (Nisa suresi, 86. ayet.) ayeti bizlere işaret etmektedir. Kültürümüzde insanın doğumunda kulağına okunan ezandan, ölümünde okunan selâya kadar birçok örf ve âdetimize, din kaynaklık etmiştir. Bu yüzden maddi ve manevi değerlerimizi oluşturan örf ve âdetlerimizi dinden kaynaklı değerlerimizden ayrı sayamayız. İşte bu yüzden örf ve âdetlerimiz, bizi biz yapan, gelecek kuşaklara aktarmamız gereken, toplumu bir arada tutan manevi değerlerimizdendir.

Yorum yapın