Akide kelimesi sözlükte, gönülden bağlanılan, düğüm atmışcasına inanılan şey anlamına gelir. İtikad ise bir şeye gönül bağlamak, düğüm atmışcasına (kesinlikle) inanmak, gönülden benimsemek demektir ve iman terimi ile eş anlamlıdır.
Akide kelimesinin çoğulu olan akaid ise terim olarak inanılan şeyler, akideler, dinî inançlar, gönülden bağlanılan, kesinlikle inanılan şeyler, itikatlar demektir. İslam akaidi, İslam’ın temel inanç esasları ve hükümlerini, Kur’an-ı Kerim ve hadisler çerçevesinde inceler. Akaid ilmi; Allah’ın (c.c) varlığını, birliğini, sıfatlarını, fiillerini, yaratmada ve hükmetmede eşsizliğini, ahiretle ilgili konuları, meleklere, kitaplara ve peygamberlere imanı, kaza ve kaderle ilgili konuları ele alır.
Akaid ilmi; ilk ortaya çıkışı itibariyle iman esaslarından özet olarak, tartışmaya girmeden, sadece Kur’an ve hadislerde yer alan bilgileri aktarmak suretiyle bahseden bir ilimdi. Ancak tarihî süreçte, bu esasları akıl ışığında inceleyen, delillendiren, bunun yanı sıra doğrudan doğruya inanca ilişkin bir mesele olmasa da iman esaslarının açıklanması, ispatı ve savunmasına yardımcı olacak konuları da ele alan bir ilim hâline dönüşmüş ve bu ilim için akaidin yanı sıra kelam adı da kullanılmaya başlanmıştır.
Akaidin Konusu
İslamın getirdiği dinî hükümler; inanç, amel ve ahlak olmak üzere üçe ayrılır. İbadetler ile muamelata ilişkin konular ameli hükümler kapsamındadır. Akaidin konusunu imanın altı esası ve bunlara ilişkin meseleler oluşturur. Ancak geleneğimizde altı iman esası üç ana başlık altında toplanmıştır. Kadere iman; özünde Allah’ın (c.c) ilmine, iradesine, kudretine ve yaratıcılığına iman olduğu için bu esas Allah’a (c.c) iman ile bir arada düşünülerek ikisine birlikte ilahiyyât (ulûhiyetle ilgili meseleler) denilmiştir. Kitaplara iman, peygamberler ve onlara vahyedildiğine iman etmekle ilişkili olduğu için bu iki esas birleştirilerek nübüvvât (peygamberlikle ilgili meseleler) adını almıştır. Son olarak ahiret ve meleklere imanın her ikisi de gayb konusu olduğu ve bunlar hakkında ancak nassa dayanarak bilgi sahibi olunabileceği için sem’iyyât şeklinde isimlendirilmiştir.
Akaidin Amacı
Akaidin öncelikli amacı; iman esaslarının açıklamasını yapmak, bunları yorumlamak, gerek akli gerekse naklî delillerle bunların ispatını gerçekleştirmek, aynı zamanda savunmaktır. Bu yolla sapkın düşünce sahiplerinin İslam’a ve inanç esaslarına yönelik itirazlarını delillerle çürütüp onlara cevap vermek, dolayısıyla iman esaslarını sarsıntıya uğramaktan korumak da akaidin genel amaçları arasındadır. Akaid ilmi iman esaslarını açıklama, yorumlama, ispat etme ve savunma yoluyla Müslümanlar için yol gösterici olmayı hedeflemiştir. Bunların en başta geleni, mümin olan bir kişiye inanç konusunda gerekli ve yeterli bilgiyi sağlayarak onun imanını gerçek, sağlam ve sarsılmaz (yakinî ve tahkikî) bir seviyeye yükseltmektir. Birey, akaid sayesinde elde ettiği bu sağlam bilgi ve imanıyla İslam inançlarına aykırı sapık akım ve cereyanlardan, her çeşit hurafe ve bâtıl inançtan kurtulur ve korunur. Akaid gerek samimi müminlerde ortaya çıkabilecek bazı şüphe, tereddüt ve itirazları, gerekse İslam dışı din ve düşünce sistemlerini benimseyenlerin ileri süreceği kasıtlı şüphe ve itirazları göğüsler. Bunun için sapık ve batıl fırkaları tanıtır; böylece bir yandan doğru yolu arayanlara yol göstermeyi, diğer yandan da inanmamakta direnen veya İslam itikadını bulandırmak isteyenleri reddetmeyi hedefler.
Akaid, Allah’tan (c.c) başka ilah, yaratıcı ve mutlak otorite olmadığı anlamına gelen tevhid bilincine sahip mümin insanların yetişmesini hedefler. Delillerle güçlendirilmiş tahkiki bir iman sayesinde insan gerçek manada kulluk vazifelerini yerine getirebilir. Bu hedefleri gerçekleştiren akaidin nihaî amacı ise, diğer tüm dinî ilimlerde olduğu gibi, kişinin dünya ve ahirette mutlu olabilmesine katkı sağlamaktır.