İnsan hayatında vazgeçilmez bazı unsurlar vardır. Haklar ve özgürlükler bunlardandır. İnsan, hayatının maddi yönünü devam ettirebilmek için nasıl havaya, suya, gıdaya ihtiyaç duyarsa manevi yönünü geliştirebilmek için de haklara ve özgürlüklere ihtiyaç hisseder. Özgürlükler, insanı insan yapan, ona değer katan, vazgeçilemez, devredilemez, kısıtlanamaz, engellenemez haklardır. Doğuştan sahip olunan haklar ve özgürlüklere göre şekillenen bir toplumda her bir insanın onur ve haysiyeti gözetilir; böylece insanlar kendilerini huzur ve güvende hissederler ve mutlu olurlar. Haklar ve özgürlükler, insanların bir arada yaşayabilmeleri bakımından herkesin karşılıklı olarak gözetmesi gereken bir alandır. Hukuk, bu alanın kurallarını ifade eder. Hukuk kelimesi, hak kelimesinin çoğuludur ve hakların tanımlanması suretiyle insanlar arası ilişkileri düzenleyen bir ilim dalıdır. Hak ve özgürlük birbirlerini bütünleyen iki kavramdır. Bir toplumda özgürlüklerden bahsedebilmek için herkesin haklara ve hukuka saygılı olması gerekir. Hakların elde edilebilmesi için de özgürlük ortamının varlığı zorunludur.
Hak; adalet, yerindelik, gerçeğe uygunluk, insaf, pay, emek karşılığı alınan ücret gibi anlamlara gelir. Dildeki gündelik kullanımlarına bakıldığında hak kelimesinin kul hakkı, ana-baba hakkı, hak etmek, hakkını helal etmek, haksızlık etmek gibi farklı şekillerde kullanıldığı görülür.
Özgürlük; insanın serbest olması, tercihte bulunup karar verebilmesi ve isteklerini gerçekleştirebilme imkânına sahip olması anlamına gelir. Ancak özgürlüğün sınırsızlık olarak algılanmaması gerekir. İnsanlar arası ilişkilerde özgürlüğün sınırlarını başkalarına zarar vermeme ilkesi belirler. Yaptırımlar, kurallar, sorumluluklar, hukuk, ahlak gibi çerçeveler olmadan özgürlük meselesi tam olarak anlaşılamaz. Bunlar ilk planda sanki özgürlükleri ortadan kaldırıyormuş gibi algılansa da aslında gerçek özgürlüğü ortaya çıkaran sınırlardır. Haklar ve özgürlükler bir yandan kişilere hareket serbestisi sağlarken bir yandan da diğer insanların haklarına karşı bir sorumluluk duygusuyla hareket etmeyi gerektirir. Hakların ve özgürlüklerin çerçevesini belirlemede en önemli sınır, sorumluluklar ve diğer insanların haklarına ve özgürlüklerine gösterilecek saygıdır.
Dinimizde haklar ve özgürlükler bütün insanlar için söz konusudur. Kişiler ayrımcılığa tabi tutulmaksızın haklarını ve özgürlüklerini kullanabilir. İnsanlar kendi haklarını ve özgürlüklerini başkalarının hak ve özgürlüğüne zarar vermeden kullanmak durumundadır. İslam dininde kişilerin hakları net bir şekilde ifade edildiği gibi onları anlamlı hale getiren sınırlar ve sorumluluklar da açıkça dile getirilmiştir.
İnsanların doğuştan getirdiği bazı haklar ve özgürlükler vardır. Bunlara temel haklar ve özgürlükler denilmektedir. Yaşama, sağlık, ibadet, özel yaşamın gizliliği, eğitim hakkı, ekonomik haklar, düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü gibi haklar ve özgürlükler bunlardan bazılarıdır.
Toplumsal ilişkilerde belirleyici olan husus, haklar ve özgürlüklerdir. Hakların ve özgürlüklerin çerçevesini ise din, hukuk, ahlak, örf gibi herkes tarafından benimsenen genel kabuller oluşturur.
İslam dininde temel hakların ve özgürlüklerin çerçevesi belirlenmiştir. İslam âlimlerine göre dinin bütün emir ve yasaklarında gözetilen nihai gaye, bu hakların ve özgürlüklerin korunmasıdır. Nitekim dinin asli maksatları denilen can, mal, akıl, nesil ve dinin muhafazası ilkeleri bunu anlatmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de haksız yere cana kıymanın haram kılınmasıyla can güvenliği garanti altına alınmıştır. Dinimizde bir kimseyi öldürmek en büyük günahlardandır. Böylelikle yaşama hakkının ihlal edilmesi engellenmiştir.1 Zina ve zinaya götüren yolların kapatılmasıyla nesil emniyeti sağlanmış; insanların kendi aileleri içinde meşru birlikteliklerle huzurlu bir hayat yaşaması istenmiştir.2 Her türlü alkollü içkinin ve uyuşturucunun yasaklanmasıyla aklın korunması amaçlanmış; akla zarar verecek kötü alışkanlıklar haram kılınmıştır.3 Hırsızlık, rüşvet, gasp, şans oyunları, faiz gibi haksız kazanç yolları yasaklanırken karşılıklı rızaya dayalı ticaret helal kılınmış ve böylelikle mal emniyeti gözetilmiştir.4 Allah’ın (c.c) sınırlarının gözetilmesi gibi özelliklerle de din emniyetinin çerçevesi belirlenmiştir.5 Temel haklar ve özgürlükler dinimizde olduğu gibi anayasada da açıkça ifade edilmiştir. Anayasanın 12. maddesinde “Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.” denilerek haklar ve özgürlükler yanında ödevler ve sorumluluklara da değinilmiştir.
1 bk. İsrâ suresi, 33. ayet; Nisâ suresi, 93. ayet; Mâide suresi, 32. ayet.
2 bk. İsrâ suresi, 32. ayet; Tahrîm suresi, 6. ayet; Nûr suresi, 30-31. ayetler.
3 bk. Mâide suresi, 90. ayet.
4 bk. Nisâ suresi, 29. ayet; Mâide suresi, 38. ayet; Bakara suresi, 188 ve 275. ayetler.
5 bk. Tevbe suresi, 112. ayet; Bakara suresi, 229. ayet; Talâk suresi, 1. ayet.