İlim Adabı, İslam’da İlim Adabı

İlim; sözlükte “bilmek, sağlam ve kesin bir biçimde, bir şeyin gerçeğini bilmek.” gibi anlamlara gelir.

İslam kültüründe ilâhi ve beşerî bilgi yanında bilim için de kullanılan kapsamlı bir terimdir. Kur’an-ı Kerim’de ilim kökünden türeyen çok sayıda kelime geçmektedir. Bunlar, Kur’an-ı Kerim’in bilgiye ve öğrenmeye verdiği kıymeti göstermesi açısından önem arz etmektedir. “İlim” ile aynı kökten türeyen âlim, alîm, malûm, muallim gibi birçok kelime bulunmaktadır.25

Peygamber Efendimize vahiy olarak gönderilen ilk ayetlerin okumak, öğrenmek ve yazmakla ilgili olması İslam’ın bilgiye verdiği önemin derecesini göstermektedir: “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.”26 Alâk suresi’nin ilk beş ayetinden anlaşıldığı üzere İslamiyet ile ilim, et ile tırnak gibi birbirinden ayrılmaz. İslam dini, ilim öğrenmeyi, bilgi sahibi olmayı ve cehaleti ortadan kaldırmayı hedefler. Çünkü insanın yaratılış gayesi, Allah’ı (c.c.) ve Resulünü (s.a.v.) tanımak ve O’nun emir ve yasaklarını yerine getirmektir.

“İlim talep etmek/öğrenmek kadın ve erkek her Müslüman’a farzdır.”27 Hadis-i Şerifi doğrultusunda ilim öğrenmenin gerekliliği ve fazileti bilinmektedir. İslam dininde ilim, Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmak ve kendisi ile amel etmek için öğrenilir. Öğrendiği bilgi, kendisini hakikate ulaştırmayan kimse, o bilginin ancak taşıyıcılığını yapmış olur. Gerçek ilim, doğru bilgi, insanı Hakk’a ve hakikate ulaştırır. İnsanın hayatını düzenlemeyen, insanın üzerinde eseri görülmeyen ve insanı Allah (c.c.) ve Resulünün yoluna götürmeyen ilimde hayır yoktur.

İhlas ve samimiyetle ilim öğrenilirse o ilim, insanı, Allah’a (c.c.) yaklaştırır ve hedefine ulaştırır. Dolayısıyla ilim ile meşgul olan kimse halis bir niyete sahip olmalı, Allah (c.c.) rızasını gözetmelidir. Ayrıca bilgi çeşitliliğinin ve kirliliğinin olduğu bu zamanda Allah’tan (c.c.) faydalı ilim istemeli, bunun için dua etmelidir. İlmi ertelemeden erken yaşlarda talep etmek önemlidir. Herkesçe bilinen bir gerçek şu ki, ilmin kalıcılığı buna bağlıdır. Çocukken öğrenilen ilim taşa yazı yazmak gibidir. Ayrıca ilim öğrenme süreci uzun ve bazen de yorucudur. Bu süreçte azimli olmak, sabır ve tahammül göstermek önemlidir. Bunlara ilaveten kişinin kabiliyetine göre bir ilim dalı ile meşgul olması, istek ve başarı için gerekli ilkelerden biridir. İlim talebinde plan ve program çok önemlidir; hocanın yönlendirmelerine dikkat ederek zamanı verimli bir şekilde kullanmak büyük önem arz etmektedir.

İlim öğrenmede dikkatle dinlemek, yazarak çalışmak çok önemlidir. İlim öğrenmede utanılacak bir şey olmadığının farkına varılmalı ve öğrenirken soru sormaktan kaçınılmamalıdır. Ayrıca tekrar etmenin ilim öğrenmenin ayrılmaz bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Faydasız bilgilerle uğraşarak vakit kaybedilmemeli, gerekli olmayan münakaşalardan uzak durulmalıdır. Öğrencinin, hocasına saygı göstermesi, âlimlere muhabbet beslemesi gerekir. Gösterilecek olan saygı kişilerden ziyade bizzat ilmin kendisinedir. Dolayısıyla kişi, ilim öğrendiği kimseyi sevmese de, sahip olduğu ilme ve bilgi öğrettiği için şahsına saygı göstermelidir. İlim öğrenirken, ahlakı güzelleştirmeye, nefsi kötü ahlaktan temizlemeye gayret göstermelidir. İlim öğrenmedeki temel gaye, öğrenilen bilgi ile amel etmek, ahlakı güzelleştirmek ve elde edilen bilgiyi hayırda kullanmaktır.

25. İlhan Kutluer, “İlim”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 22, s. 109.
26. Alak suresi, 1-5. ayet.
27. İbn Mâce, Mukaddime, 17.
28. A’râf suresi, 31. ayet.

Yorum yapın