Bizleri yaratan ve yaşatan Yüce Allah’tır. Yaşamamız için gerekli hava, su, meyve, sebze vb. çeşit çeşit nimetleri yaratan da odur. O hâlde bizler de verdiği her türlü nimet için Rabb’imize teşekkür etmeliyiz. İbadet ve dua ederek ona olan şükrümüzü dile getirmeliyiz. İslam dini de bizlerden böyle davranmamızı ister. Kutsal kitabımız Kur’an’da bizleri dua etmeye teşvik eden birçok ayet bulunur. Örneğin bunlardan birinde, Yüce Allah, “Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” buyurur. Böylece Rabb’imiz dua eden kullarına karşılık vereceğini bildirir.
İslam kültürüne ait bütün yorum biçimlerinde olduğu gibi Alevilik-Bektaşilikte de duaya büyük bir önem verilir. Dua, gülbenk olarak da adlandırılır. Alevi-Bektaşi inancına göre insanlar günlük hayatta kendi kelimeleriyle ve diledikleri şekilde Allah’a dua edebilirler. Çünkü dua tamamen kul ile Allah arasında gerçekleşen bir iletişimdir.
Alevilik-Bektaşilik kültürüne göre insanlar hem bireysel olarak hem de topluca Yüce Allah’a dua edebilirler. Topluca yapılan dualar ise genellikle cemevlerinde gerçekleşir. Cemevlerinde, çoğunlukla cem yapılırken dede ve babaların öncülüğünde sık sık dua ve gülbenk okumak Alevi-Bektaşi kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır.
Alevi-Bektaşi geleneğinde, hemen hemen hayatın her alanını kapsayan, günlük hayatta sık sık okunan dua ve gülbenkler vardır. Cem törenlerinde, yemekten önce veya sonra, kurban, sünnet törenleri vb. durumlarda edilen dualar, okunan gülbenkler buna örnek olarak gösterilebilir.
Alevi-Bektaşiler gülbenk okumaya genellikle, “Bism-i Şah Allah, Allah!” diyerek başlarlar. Dua ve gülbenklerin sonunda da “Allah’ım dualarımızı kabul et!” anlamında, “Allah, Allah!” demeyi ihmal etmezler.
Esasen Alevi -Bektaşi kültürüne ait gülbenkler, şiirsel, yerleşik ve kalıp dua ifadeleri olarak da adlandırılabilir. Örneğin Alevilik-Bektaşilikteki bir gülbenk örneğinde şu ifadeler yer alır: “Bism-i Şah Allah, Allah! Geldiğiniz yoldan, durduğunuz dârdan, çağırdığınız pirden şefaat göresiniz. Dârlarınız, divanlarınız kabul ola, muratlarınız hâsıl ola. Hakk’ın dergâhına yazılmış ola. Dârına durduk Ya Allah! Ya Allah! Ya Allah!.. Divanına durduk Ya Muhammed! Ya Muhammed! Ya Muhammed!.. Keremine sığındık Ya Ali! Ya Ali! Ya Ali!..”
Alevi-Bektaşilerin günlük hayatta çeşitli zamanlarda yaptıkları birçok gülbenk vardır. Bunlardan biri şöyledir: “Bism-i Şah, Allah, Allah! Vakitler hayrola, hayırlar fethola. Şerler def ola. Yüce Allah dildeki dileklerimize, gönüldeki muratlarımıza vasıl eyleye. Milletimizin, devletimizin varlığını, birliğini, dirliğini sonsuz eyleye. Yüce Allah dualarımızı dergâh-ı izzetinde kabul eyleye…’’ Başka bir dua örneğinde ise şu dilek ve yakarışlar yer alır: “Allah Allah. (Allah bir Muhammed, Ali) Akşamlar hayır ola. Hayırlar açılıp bollaşa. Şerler def ola. Münkirler mat, münafıklar berbat ola. Meydanlar abad ola. Sırlar gizli, gönüller mutlu ve mesrur ola. Hak, Muhammed, Ali yardımcınız ola… Cenab-ı Hak münkir, münafık şerrinden, adüv mekrinden (düşman hilelerinden) bizleri hıfz-ı emande eyleye (koruya). Dertlerimize derman, hastalarımıza şifa, borçlarımızı eda nasip ve müyesser eyleye. Allah devlet ve milletimizin kılıcını keskin, sözünü üstün eyleye. Gökten hayırlı rahmetler, yerden hayırlı bereketler ihsan eyleye…Nur-ı Nebi, Kerem-i Ali, gülbenk-i evliya Hacı Bektaş Veli. Gerçek erenler demine hû.”
Alevilik-Bektaşilik kültürüne ait bir yemek duası örneği ise şöyledir: “Bism-i Şah, Allah, Allah! Allah Allah diyelim, kadim billah diyelim, geldi Hak lokması, destur ya Şah diyelim, Hak versin biz yiyelim. Gerçeğe Hû diyelim.”
Sofradan kalkarken yapılan bir dua örneği ise şu şekildedir : Bism-i Şah, Allah, Allah! El-hamdü lillah, El-hamdü lillah, nimeti celîlullah, bereketi Halîlullah! Şefaat senden Ya Resulallah! Hak erenler yedirip içirenin, pişirip kotaranın dilde dileklerini, gönülde muratlarını versin. Lokma sahiplerinin lokmaları kabul, muratları hasıl olsun. Hak hane sahiplerinin hanelerine Halil İbrahim bereketi versin, lokmalar yiyenlere helal, yedirenlere delil olsun. Gerçeğe Hû!..” Dua okunduktan sonra sofrada bulunanlar da Allah’ım kabul et! anlamında, “Allah, Allah!” derler.