İnanma, insanın doğasında var olan bir duygudur. İnanma duygusu ortak olmasına rağmen inanma biçimleri değişmektedir. İnsanlık tarihine bakıldığında aslolanın vahiyle şekillenen tek tanrı inancı olduğu ama zamanla ve farklı sebeplerle insanların çeşitli inançlara yöneldikleri görülür. İnsanların doğup büyüdüğü çevre, içinde yaşadığı toplumun tarihî, sosyo-kültürel ortamı, ekonomik şartları, psikolojik durumu gibi pek çok etken inanma biçimlerini etkilemiştir.
Tarih boyunca tek tanrıcılık (monoteizm), çok tanrıcılık (politeizm), tanrıtanımazlık (ateizm) ortaya çıkan başlıca inanma biçimleridir.
Tek Tanrıcılık (Monoteizm)
Tanrının varlığını, birliğini, tek ve eşsiz olduğunu benimseyen inanma biçimine tek tanrıcılık (monoteizm) denir. Monoteist inanma biçimine sahip olan dinlerde tanrı; ortağı, eşi ve benzeri olmayan, yalnız kendisine inanılan ve ibadet edilen yüce bir varlıktır. Başta ilahi kaynaklı dinler olmak üzere tek tanrı inancına sahip farklı dinler de bulunmaktadır. Hz. Âdem’den (a.s.)* Hz. Muhammed’e (s.a.v.) kadar tüm peygamberler insanları tek bir yaratıcıya iman etmeye çağırmışlardır.
İslam dininde tek tanrı anlayışı tevhit kavramıyla açıklanır. Tevhit, Allah’ı (c.c.) zatında, sıfatlarında ve fiillerinde birleme, tek ve eşsiz olduğuna inanma, şirk koşmadan ibadeti yalnızca Allah (c.c.) için yapma anlamlarına gelmektedir. Tevhit inancı, İslam dininin merkezinde yer alır. İslam’ın ilk şartı olan Kelime-i Şehadet ile Müslümanlar hem Allah’tan (c.c.) başka bir yaratıcıya inanmadıklarını hem de Hz. Muhammed’in (s.a.v.)** Allah’ın (c.c.) kulu ve elçisi olduğunu tasdik ederler. İhlas suresi 1-4. ayetlerde “De ki: O, Allah tektir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.” buyrularak İslam dininin tevhit inancına sahip olduğu açıkça belirtilmiştir.
“Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilahlar olsaydı kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, Arş’ın Rabbi Allah onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir.” (Enbiya suresi, 22. ayet.)
Çok Tanrıcılık (Politeizm)
Çok tanrıcılık (Politeizm), birden fazla tanrının varlığını kabul eden dinlerin inanma biçimini ifade etmektedir. Çok tanrılı dinlerde, insan yaşamındaki iyi ve kötü nitelikleri temsil eden çok sayıda tanrısal varlığın mevcudiyetine inanılır. Tabiatüstü varlıkların yanı sıra çeşitli doğal varlıklar, gök cisimleri, krallar ve yöneticiler gibi bazı insanlar da üstün varlık olarak kabul edilir.11 Her tanrının farklı görevleri vardır.
Babil ve Asurlularda, Eski Yunan’da, Eski Mısır’da, Afrika dinlerinde ve Cahiliyye Dönemi Arap toplumunda çok tanrıcılık görülmüştür. Hinduizm ve Şintoizm de çok tanrılı dinlere örnek olarak verilebilir.
İslam dininde çok tanrıcılık, Allah’a (c.c.) ortak koşulduğu için şirk kabul edilir. Şirk ise büyük günahlardandır. İslam tevhit dini olarak farklı tanrılar edinilmesini yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim’de “Yoksa onların Allah’tan başka bir ilahı mı var? Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.”12 buyrularak Allah’tan (c.c.) başka ilah olmadığı vurgulanmaktadır.
Şirk: Allah’ın (c.c.) zatında, sıfatlarında, fiillerinde, yaratma ve emretme konularında başka bir varlığı O’na denk görmektir. Müşrik: Allah’a (c.c.) ortak ve eş koşan kimsedir
“Onlar, Allah’ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve ‘Bunlar, Allah katında bizim şefaatçilerimizdir, diyorlar. De ki: ‘Siz Allah’a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Hâşâ! O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir.’” (Yunus suresi, 18. ayet.)
Tanrıtanımazlık (Ateizm)
Ateizm, tanrının var olmadığı inancına dayanan felsefi akımdır. Ateizmde tanrı inancına dair farklı yaklaşımlar vardır. “tanrı fikrine sahip olmamak”, “tanrının varlığını bilinçli biçimde reddetmek”, “tanrıyı yaşama sokmamak”13 bu yaklaşımlardan bazılarıdır.
Ateizm, tanrı ve ruhsal varlıkları reddeden bir akımdır. Ateizmde aynı zamanda peygamber, melek, şeytan, ahiret, kutsal kitap gibi metafizik inançların ve dinlerin varlığı da kabul edilmez.
Yüce bir yaratıcı fikrini benimsemeyen ateist düşüncede, evrende var olan her şeyin tesadüfen oluştuğuna inanılır. Bu akıma göre insandan cansız varlıklara kadar evrende yer alan her şey tesadüfen meydana gelmiştir.
Toplumlardaki manevi duygulara yabancılaşma, insanları yanlış inanç arayışlarına yönlendirmektedir. Satanizm bu yanlış inançlardan biridir. Şeytanı ve şeytanla ilgili sembolleri yücelten ve şeytana tapmayı esas alan satanizm, insanları dinî, ahlaki, sosyal ve kültürel değerlerden uzaklaştırmaktadır. Kedi katletmek, dinlerdeki ibadetlerle dalga geçmek, kutsal nesneleri aşağılamak ve kara büyü ayinleri yapmak satanizmin bilinen özelliklerindendir. İslam dini, bu tür zararlı akımlardan uzak durulmasını ve şeytanın kötülüklerinden kaçınılmasını istemiştir. Konu ile ilgili bir ayette “Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse muhakkak ki o, edepsizliği (yüzkızartıcı suçları) ve kötülüğü emreder.”14 buyrularak insanlar bu konuda uyarılmıştır.
* Aleyhisselâm: Allah’ın selamı onun üzerine olsun.
** Sallallâhu aleyhi ve sellem: Allah ona salât ve selam eylesin.
11 Şinasi Gündüz, Yaşayan Dünya Dinleri, s. 32.
12 Tur suresi, 43. ayet.
13 Aydın Topaloğlu, Tanrı Tanımazlığın Felsefi Boyutları Teizm ya da Ateizm, s. 15-19.
14 Nûr Suresi, 21. ayet.