Dinin, tarihsel bir olgu olarak değişmeyen yanlarının yanında zamana ve mekâna (içtihada) göre değişkenlik gösteren yanları da vardır. Bu nedenle din, dinamik bir yapıya da sahiptir ve sürekli gelişme gösterir.
Din, peygamber veya din kurucunun vefatından sonra kurumsallaşma sürecine girer. Çünkü dinin varlığını sürdürebilmesi, mesajını başka topluluklara ulaştırabilmesi ve inananlarını cemaat olarak bir arada tutabilmesi kurumsallaşmasına bağlıdır. İnanç ve ritüel şekillerinin belirlenmesi, kutsal metinlerin derlenmesi veya standart hâle getirilmesi dinin kurumsal bir yapıya dönüşmesinde önemli bir yere sahiptir.
Kurumsal bir yapı olarak din; inancı, ibadeti, ayini, hukuku, sanatı, yorumu ve geleneği içerir . Buna göre din, özünü oluşturan unsurlar göz önüne alınarak şöyle tanımlanabilir:
1. “Din, insanların mutlu bir hayat sürmesini amaçlayan Tanrı’nın veya din kurucularının kutsal kitaplarda yer alan sözlerinden, insanların bu amacın gerçekleşmesi için yaptıkları davranışlardan ve oluşturdukları kurumlardan meydana gelen bir sistemdir.”
2. “Din, ferdî ve içtimai yanı bulunan, fikir tatbikat açısından sistemleşmiş olan, inananlara bir yaşama tarzı sunan, onları belli bir dünya görüşü etrafında toplayan bir kurumdur.”