Hıristiyanlık, Roma hakimiyeti altındaki Kudüs bölgesinde ortaya çıkmıştır. Kudüs bölgesi Yahudilerin çoğunlukta olduğu bir yerdi.
Yahudiler I. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun yönetiminde olan Filistin’de esaret altında yaşıyor, Tevrat’ta kendilerine bildirilen kurtarıcı Mesih’in gelmesini bekliyorlardı. Ayrıca bu bölgede Roma ve Yunan kültürleri etkiliydi. Hz. İsa, Yahudilerin yaşadığı bölgede dünyaya gelmiş ve burada büyümüştür. Hz. İsa, Filistin’de babasız olarak dünyaya geldi. Annesinin adı Meryem’di. Hz. İsa otuz yaşına geldiğinde Allah (c.c.) tarafından kendisine İncil vahyedilerek peygamberlik görevi verildi. O, Allah’ın (c.c.) buyruklarını İsrailoğullarına aktardı.
Hz. İsa, kendinden önce gelen Hz. Musa’nın tebliğ ettiği dini canlandırmaya çalıştı fakat Yahudiler ona inanmayarak onun beklenen mesih olmadığını söylediler. Hz. İsa’ya başlangıçta yalnız on iki kişi inandı. Bu kişilere, yardımcılar anlamına gelen “havariler” denildi. İsrailoğullarının büyük bir kısmı ona inanmayarak Hz. İsa’yı yalancılıkla suçladılar. Onu Roma valisine şikâyet ederek öldürmek istediler. Bunun üzerine Hz. İsa yakalanarak çarmıha gerildi. Bu olaydan sonra havariler dönemi başladı. Hz. İsa’dan sonra ona iman eden havariler Hıristiyanlığı gizli gizli yaymaya devam ettiler. Başta havariler olmak üzere Hıristiyanlar çok büyük zorluklar ve sıkıntılarla karşılaştılar. Hıristiyanlık dinini yayan ve yeniden şekillenmesini sağlayan en önemli kişilerden biri Aziz Pavlus’tur. Yahudi asıllı olan Pavlus, havarilerden biri değildi ve Hz. İsa’yı hiç görmemiştir. Pavlus rüyasında Hz. İsa’nın kendisine Hıristiyanlığı yayma görevini verdiğini söyleyerek Antakya, Efes, Çanakkale ve Balkanlar gibi bazı yerlere seyahatler yaparak misyoner6 faaliyetlerde bulunmuş ve insanlara Hıristiyanlığı anlatmıştır. Pavlus’un bu seyahatlerini ve çeşitli topluluklara gönderdiği mektuplarını konu alan yazılar Yeni Ahit metinleri arasında yer alması onun Hıristiyanlıktaki önemini gösterir.
Pavlus; Hz. İsa’nın getirmiş olduğu dini, kendi düşüncelerine göre yeniden şekillendirmiştir. Pavlus’a göre Hz. İsa, Tanrı’nın oğludur. Tanrı, Hz. İsa’yı insan şeklinde yeryüzüne göndermiştir. Hz. İsa, Hz. Âdem’in işlediği ilk günah (asli günah) suçunu çarmıhta gerilerek kendini feda etmiş ve insanları bu günahtan kurtarmıştır. Çarmıha gerildikten üç gün sonra tekrar dirilmiş ve göğe yükselmiştir. Mesih unvanı İsa’ya onun tekrar dirilmesinin ardından verilmiş ve artık onun ikinci ismi olmuştur. Pavlus Hıristiyanlık öğretisini Mesih ve teslis inancı üzerine bina etmiştir. Pavlus, Hıristiyanlığı teslis inancı (Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’tan meydana gelen Hıristiyan Tanrı düşüncesi) üzerine kurarak dini, tevhit dininden uzaklaştırmıştır.
Pavlus’tan sonra Konstantin, 313 yılında Hristiyanlığı resmî din olarak kabul edince Hıristiyanlık daha hızlı bir yayılma sürecine girdi. 395 yılında ise Theodosius Roma’da Hıristiyanlık dışındaki tüm dinleri yasaklayarak Hıristiyanlığı Roma İmparatorluğu’nun resmî dini hâline getirdi. Zamanla Hıristiyanlık içinde de bazı mezhepsel çatışmalar yaşanmıştır. 1054 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla Hıristiyanlık, Roma (Katolik) ve İstanbul (Ortodoks) kiliseleri olarak ayrılarak en büyük bölünmeyi yaşadı. 16. yüzyılda Protestanlık mezhebinin ortaya çıkmasıyla Hıristiyan dini büyük bir bölünme daha geçirdi. (DİB, Yaşayan Dünya Dinleri, s. 87.)