Kur’an-ı Kerim’in Belli Başlı Konuları Nelerdir?

Yüce kitabımız Kur’an, bizler için bir hidayet rehberidir ve hayat kılavuzudur. Bizleri hem dünyada hem de ahirette kurtuluşa ve huzura kavuşturacak olan ilahi bir kelamdır. Kur’an-ı Kerim’i tanımak, onu okumak, hayatımıza yön veren temel kılavuz ve değer kabul etmek hepimiz için başta gelen bir sorumluluktur.

Kur’an-ı Kerim, hidayet rehberi olmakla beraber, hem okuyanlara hem de dinleyenlere huzur veren bir kitaptır. Bu ilahi kelam, kendisini “sözlerin en güzeli” olarak nitelendirmektedir. Bu konuyla ilgili ayette şöyle buyrulmaktadır: “Allah sözün en güzelini; ayetleri, (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri (vücutları) ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de (vücutları da) kalpleri de Allah’ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur’an Allah’ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.” (Zümer suresi, 23. ayet.)

Cenab-ı Allah (c.c.) bizlere Kur’an’la seslenmiştir. Bizden istediklerini, nelerden sakınmamız gerektiğini, neleri yapmamız gerektiğini bize son ilahi kelamıyla açıklamıştır. Çünkü Rabb’imiz (c.c.) bizleri çok sevmekte, bizlerin iyiliğini istemektedir. Bizim dünyada ve ahirette mutlu olmamızı arzulamaktadır. Kur’an, Rabb’imizden (c.c.) bize gelen bir mektup gibidir. O mektubu okumamak, kullukla bağdaşmaz. Öyleyse bizler yüce kitabımızı okumalı ve onun ayetleri üzerinde düşünmeliyiz. Cenab-ı Allah (c.c.), böyle yapmamız gerektiğini bir ayette şöyle açıklamaktadır: “… İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik.” (Nahl suresi, 44. ayet.)

“Gerçekten bu Kur’an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan müminler için büyük bir mükâfat olduğunu ve ahirete inanmayanlar için elem dolu bir azap hazırladığımızı müjdeler.” (İsrâ suresi, 9-10. ayetler.)

Mehmet Âkif Ersoy da Kur’an’ın niçin indirildiğini şöyle açıklamaktadır:

“Lafzı muhkem yalnız anlaşılan Kur’an’ın,
Çünkü kaydında değil hiçbirimiz mananın,
Ya açar Nazm-ı Celil’in bakarız yaprağına,
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına,
İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin,
Ne mezarlıkta okumak ne de fal bakmak için.” (M. Âkif Ersoy, Safahat, s. 153.)

Necip Fazıl Kısakürek de hayatında Kur’an’ın ne kadar önemli bir yeri olduğunu şöyle ifade etmektedir:

Hasta olsam ilacım, çorbam, sütüm, o kitap…
Suda mantarım, gökte paraşütüm o kitap…” (Necip Fazıl Kısakürek, Çile, s. 362.)

Bizim için hayat rehberi olan yüce kitabımızı tanıyabilmek için onun temel konuları hakkında genel olarak bilgi sahibi olmamız gerekir.

Yorum yapın