Peygamberlerin hepsi de Allah’ın (c.c.) elçileridir ve aynı kaynaktan vahiy almaktadırlar. Dolayısıyla onların getirdiği mesajlar temel itibarıyla ortaktır. Bütün peygamberler, insanlara -ayrıntılarda zamana ve topluma göre değişen farklar varsa da- genel olarak aynı dinî ilkeleri tebliğ etmişlerdir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin, diye Nuh’a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi…” (Şûrâ suresi, 13. ayet.)
Peygamberlere gelen mesajların temelinde tevhit vardır. Nitekim bütün peygamberler, insanları öncelikle tevhit inancını kabul etmeye çağırmışlardır. Gönderildikleri toplumlara Allah’ın (c.c.) bir olduğunu, ondan başka tanrıların varlığını kabul etmenin sapkınlık ve yanlış bir inanç olduğunu açıklamışlardır. Kur’an’da, bütün peygamberlerin yeryüzünde tevhit inancını hâkim kılmak için gönderildiği şöyle açıklanmaktadır: “Andolsun ki biz, ‘Allah’a kulluk edin ve tâğuttan sakının.’ diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik…” (Nahl suresi, 36. ayet.) Aynı konuyla ilgili başka bir ayette de “Senden önce hiçbir resul göndermedik ki ona, ‘Benden başka İlah yoktur; şu hâlde bana kulluk edin.’ diye vahyetmiş olmayalım.” (Enbiyâ suresi, 25. ayet.) buyrulur.
Tevhit: “Allah’ı (c.c.) zatında, sıfatlarında ve fiillerinde birleme, onun tek ve eşsiz olduğuna inanma, hiçbir şeyi eş koşmadan ibadeti sadece Allah’a (c.c.) yapmaktır.”
Şirk: “Allah’a (c.c.) inanmakla birlikte onunla beraber başka varlıkları da tanrı kabul etme; zatında, sıfatlarında, fiillerinde, yaratma ve emretme konularında Allah’a (c.c.) başka bir varlığı denk görmektir.”
MEB Dinî Terimler Sözlüğü, s. 342, 365.
Yüce kitabımızda, peygamberlere gelen mesajların en önemli ortak yönünün tevhit olduğunu belirten birçok ayet vardır. Bu ayetlerde, peygamberlerin insanları tevhit inancına davet ettiği açıklanır. Örneğin bir ayette şöyle buyrulur: “Âd kavmine de kardeşleri Hûd’u (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin ondan başka tanrınız yoktur. Siz yalan uyduranlardan başkası değilsiniz.” (Hûd suresi, 50. ayet.)
Tarih boyunca gönderilen bütün peygamberler, insanları Yüce Yaradan’a kulluk etmeye çağırmışlardır. Peygamberler, sadece Allah’a (c.c.) kulluk edilmesi gerektiğini belirtmişler, Allah’tan (c.c.) başka ibadete layık hiçbir varlığın olmadığını açıklamışlardır. Bu konuyla ilgili bir ayette şöyle buyrulur: “Andolsun ki Nuh’u kavmine gönderdik ve o, ‘Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için ondan başka bir tanrı yoktur. Hâlâ sakınmaz mısınız?’ dedi.” (Mü’minûn suresi, 23. ayet.) Başka bir ayette de şöyle buyrulur: “Ona (İbrahim’e), İshak’ı ve fazladan bir bağış olmak üzere Yakup’u lütfettik; her birini salih insanlar yaptık. Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, daima bize ibadet eden kimselerdi.” (Enbiyâ suresi, 72-73. ayetler.) Yüce kitabımızda, Hz. İbrahim’in (a.s.) bir duasında Allah’a (c.c.) şöyle yakardığı belirtilir: “Ey Rabb’im! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul et!” (İbrahim suresi, 40. ayet.) Bütün bu ayetler, namaz, zekât, dua vb. ibadetlerin, peygamberlerin ortak mesajları arasında yer aldığını göstermektedir.
Peygamberlere gelen ortak mesajlar arasında en temel hususlardan biri de ahlaki ilkelere uyulmasıdır. Bütün peygamberler insanları güzel davranışlarda bulunmaya, kötü davranışlardan kaçınmaya yönlendirmişlerdir. Böylece toplumda barış ve huzurun hâkim olmasını, yeryüzünde iyiliğin yaygınlaşmasını, kötülüğün yok edilmesini sağlamayı amaçlamışlardır. Dürüst olmak, adalete önem vermek, anne babaya iyilik etmek, muhtaçları gözetmek peygamberlerin yapılmasını istediği güzel davranışlardan bazılarıdır. Cana kıymak, hırsızlık yapmak, yalan söylemek, başkasının hakkına el uzatmak, komşuya eziyet vermek gibi kötülükler de peygamberlerin getirdiği mesajlarla yasaklanmıştır.