Allah (c.c.), insanı akıllı bir varlık olarak ve en güzel şekilde yaratmıştır. Bu durum bir ayette, “Ant olsun, biz insanı en güzel biçimde yarattık.” (Tîn suresi, 4. ayet.) buyrularak açıkça ifade edilir. Rabb’imiz (c.c.), insanı en güzel şekilde yaratmakla kalmamış, onun hayatını sürdürebilmesi için de pek çok nimet var etmiştir. Ona el, ayak, göz, kulak gibi değer biçilemeyecek kadar kıymetli organlar vermiştir. Rabb’imiz (c.c.), insanların nefes alabilmesi için havayı, içmesi için suyu, beslenebilmesi içmesi için gıdaları yaratmıştır. Allah (c.c.), tabiattaki bitkileri, hayvanları, tüm güzellikleri de insan için var etmiştir. Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın (c.c.) insanlar için yarattığı nimetlere dikkat çeken birçok ayet bulunur. Mesela ‹brâhim suresinde şöyle buyrulur: “(O öyle lütufkâr) Allah’tır ki gökleri ve yeri yarattı, gökten suyu indirip onunla rızık olarak size türlü meyveler çıkardı; izni ile denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi; nehirleri de sizin (yararlanmanız) için akıttı. Düzenli seyreden Güneş’i ve Ay’ı size faydalı kıldı; geceyi ve gündüzü de istifadenize verdi. O, size istediğiniz her şeyden verdi. Allah’ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız…” (İbrâhim suresi, 32–34. ayetler.) Yüce Allah’ın insanı en güzel şekilde yaratması ve ona sayısız nimetler vermesi, Rabb’imizin (c.c.), kullarını ne kadar çok sevdiğini gösterir.
Yüce Yaratıcı’nın kullarını sevdiğinin göstergelerinden biri de peygamberler ve ilahi kitaplar göndermesidir. Rabb’imiz (c.c.), insanın dünyada ve ahirette mutlu olmasını istemiştir. Bunun için de ona dünyada nasıl yaşaması gerektiğini öğretmek, sorumluluklarını bildirmek, doğru yolu göstermek amacıyla peygamberler ve kutsal kitaplar göndermiştir. Eğer Allah (c.c.), peygamberler ve ilahi kitaplar göndermemiş olsaydı insanlar batıl inançlara, yanlış yollara sapabilirlerdi. Allah’ı (c.c.) tanıyamaz, ona nasıl ibadet edeceklerini bilemezlerdi. Ahlaklı ve erdemli bir hayat sürmenin yollarını bilmekte güçlük çekerlerdi. Nitekim Kur’an’da Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Ant olsun, Allah, müminlere kendi içlerinden; onlara ayetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur…” (Âl-i İmrân suresi, 164. ayet.)
Çevremize baktığımızda evrende mükemmel bir düzen olduğunu, her şeyin en güzel şekilde ve özenle yaratıldığını görürüz. Dünya’mızı ısıtıp aydınlatan Güneş, geceleri gökyüzünü süsleyen yıldızlar, rengârenk çiçekler, irili ufaklı hayvanlar, şırıl şırıl akan sular, tatları ve görünüşleri farklı yiyecekler, yemyeşil ağaçlar bizi evrendeki her şeyin özenle yaratıldığı sonucuna götürür. Bu durum bize, Allah’ın (c.c.) varlıkları severek yarattığını gösterir. Çünkü bir şey ancak severek yapılırsa güzel olur.