Bizler bir toplum içinde yaşar, günlük hayatta birçok insanla karşılaşırız. Okulda, caddede, sokakta, oturduğumuz apartmanda karşılaştığımız kişilerle selamlaşır; onlara iyi dileklerimizi iletiriz. İnsanlarla selamlaşmak güzel bir davranıştır, önemli bir görgü kuralıdır ve aynı zamanda dinimizin emridir, Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de yer alan bir ayette, “Bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeli ile selamlayın ya da aynen karşılık verin…” (Nisâ suresi, 86. ayet.) buyurarak bu konuda bizlere öğüt vermekte ve yol göstermektedir.
Selam, Allah’ın (c.c.) doksan dokuz güzel isminden (esmâ-i hüsnâsından) biridir. Allah’ın (c.c.) bütün eksikliklerden uzak olması; bütün esenliğin, hayrın, iyiliğin, güvenliğin ondan gelmesi demektir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), selamlaşmanın önemini hadislerinde ifade etmiştir. Örneğin bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Siz mümin olmadıkça cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (tam anlamıyla) mümin olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şeyi size haber vereyim mi? Aranızda selamı yayınız.” (Müslim, İman, 98.)
Selam, çeşitli ifadelerle verilebilir. Selamlaşmada önemli olan, karşımızdaki kişiye iyi dileklerimizi iletmektir. Ancak dinimizin tavsiye ettiği ve Peygamberimizin (s.a.v.) en çok kullandığı selamlaşma ifadesi, “es-Selâmüaleyküm” veya “Selamunaleyküm” dür. Bu ifade, “Selam, esenlik, barış sizin üzerinize olsun.” manasına gelir. “Selamunaleyküm” diyerek bize selam veren kişiye, “Ve aleykümselam” diyerek karşılık verebiliriz. Böylece bizler de ona aynı güzel dilekleri iletmiş oluruz. Bunun dışında, yerine ve zamanına göre “Merhaba”, “Günaydın”, “İyi günler”, “İyi akşamlar” vb. ifadelerle de insanlara iyi dilek ve temennilerde bulunuruz.