Bir insanın Müslüman olabilmesi için inanması gereken bazı temel ilkeler vardır. Bunların neler olduğu, kelime-i şehadet ve kelime-i tevhitte öz olarak belirtilmektedir. Kelime-i tevhidi ve kelime-i şehadeti dili ile söylemek, bunların anlamlarını bilip ifade ettiği manaya inanmak, her Müslüman’ın öncelikli görevidir.
Tevhit, Allah’ın (c.c.) bir ve tek olması, eşi ve benzerinin bulunmaması manasına gelir. Tevhit inancı, bütün peygamberlerin getirdiği dinlerin temelidir. Allah’ın (c.c.) gönderdiği peygamberlerin hepsi de insanları Yüce Yaratıcı’nın varlığına ve birliğine inanmaya çağırmışlardır. Ondan başka tanrılar edinmemeleri konusunda da insanları uyarmışlardır.
Kelime-i tevhit, birleme sözü manasına gelir ve “Lâ ilâhe illallâh, Muhammedün Resûlullah” şeklinde söylenir. Bu sözün anlamı ise şöyledir: “Allah’tan başka ilah yoktur, Hz. Muhammed onun elçisidir.”
Kelime-i tevhit, dinimizdeki Allah (c.c.) inancının en kısa ve özlü ifadesidir. Kelime-i tevhidi söyleyen bir kişi, Allah’ın bir ve tek olduğuna, onun eşinin, benzerinin ve ortağının bulunmadığına, ibadet edilmeye layık tek ilah olduğuna, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) de onun elçisi olduğuna inandığını diliyle ifade etmiş olur. Bu sözü yürekten inanarak söyleyen kimseye mümin denir.
Kelime-i şehadet ifadesi, “şahitlik etme, tanıklık yapma” anlamına gelir. “Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh.” şeklinde söylenir. Bu sözün manası şöyledir: Kesinlikle şahitlik ederim ki Allah’tan (c.c.) başka ilah yoktur ve yine kesinlikle şahitlik ederim ki Hz. Muhammed (s.a.v.) onun kulu ve elçisidir.
Kelime-i şehadet, dinin esası ve dayandığı temel ilkedir. Aynı zamanda İslam’ın özü ve anahtarıdır. Müslüman olmak isteyen kişi, bu sebeple öncelikle kelime-i şehadeti söylemeli ve onun ifade ettiği manaya şüphe etmeden, gönülden inanmalıdır.