“Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınızdır ne de evlatlarınız. İman edip salih amel yapanlar müstesna, onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfat vardır.” (Sebe suresi, 37. ayet.)
“Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar” (Müslim, Birr, 34.)
Allah’ın (c.c.) hoşnutluğunu kazanmak amacıyla yapılan her türlü güzel, doğru ve faydalı davranışlara salih amel denir. Yüce Allah (c.c.), iman eden insanlardan imanlarını olgunlaştırmaları için ibadet etmelerini ve salih amellerde bulunmalarını istemiştir. Çünkü iman, güzel amellerle kuvvetlenir ve bir anlam kazanır. Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmak için yapılan başlıca ibadetlerin yanı sıra bir kimseye yardım etmek, yoldan bir engeli kaldırmak, yapılan bir işi en güzel şekilde yapmak, çalışmak, ilim öğrenmek gibi birçok iyi davranış da salih amel olarak kabul edilir. Yapılan tüm bu davranışların karşılığı ise sadece Allah’tan (c.c.) beklenir.
Yüce Allah (c.c.), insanları iyilik yapmaya yönlendirmiş ve güzel davranışlarda bulunup salih amel işleyen kimseleri övmüştür. Bu konuyla ilgili yüce Allah şöyle buyurmuştur: “İman edip salih ameller işleyenlere gelince insanların en hayırlısı onlardır… Allah kendilerinden hoşnut olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır.” (Beyyine suresi, 7-8. ayetler.) Salih amel işleyen kimselerin sadece ahiret mutluluğu için değil dünya huzuru için de güzel davranışlarda bulunması gerekir. Çünkü insan faydalı işler yaptığı takdirde kendini psikolojik anlamda daha iyi hisseder ve diğer insanlara karşı daha duyarlı olur. Nitekim yüce Allah (c.c.), salih amellerin dünyada hoş bir hayat sağlayacağını ve bu sebeple Müslümanları ödüllendireceğini “Erkek veya kadın, kim mümin olarak salih amel işlerse elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatını, yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.” (Nahl suresi, 97. ayet.) ayetiyle bildirmiştir. Ayrıca ölümünden sonra kulun kendisiyle birlikte gidecek olan şeyin de salih amel olduğunu Peygamberimiz (s.a.v.) “Üç şey ölüyü mezara kadar takip eder; ikisi geri döner, biri kalır. Ailesi, malı ve ameli onu takip eder. Ailesi ve malı geri döner, ameli kalır.” (Müslim, Zühd, 5.) hadisiyle ifade etmiştir. “Her nefis yarın için ne hazırladığına bir baksın…” (Haşr suresi, 18. ayet.) ayetiyle de ahirette güzel bir hayat için kulun salih amellere ihtiyacı olduğu açıkça belirtilmiştir.
Yüce Allah’ın (c.c.) kullarından istediği salih ameller toplum için büyük önem arz eder. İnsanların yaptığı güzel davranışlar toplumun huzurunu artırır ve toplumda barış ortamı oluşturur. Herkes güzel davranışlar yapmaya meyilli olur ve kötü davranışlar azalır. Böylece toplumda sevgi, saygı, karşılıklı güven ve dayanışma egemen olur. Ayrıca salih amel işlemeyi hayatının merkezine koyan kimseler dünyasını cennete dönüştürür.
“Biz hiç, iman edip makbul ve güzel iş yapanlara, ülkede fesat çıkararak düzeni bozanlarla aynı muameleleri yapar mıyız?” (Sad suresi, 28. ayet.)
“Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, ‘Rabbimiz! Gerçeği gördük ve işittik. Artık şimdi bizi dünyaya geri gönder ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız.’ dedikleri vakit, onları bir görsen!” (Secde suresi, 12.ayet.)
“İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele!” (Bakara suresi, 25. ayet.)
“Salih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir kimsenin aklına gelmeyen şeyler hazırladım.” (Müslim, Cennet, 2.)