İnsan, bir öğrenme isteği ve merakla dünyaya gelir. Bu istek ve merakıyla kendisi, çevresi, dünya ve tüm kainat hakkında sürekli bir bilgi edinme çabası içinde olur. İnsan, hayatı anlamlandırmak için pek çok şeyi sorgular. Doğru bilgiye ulaşmak için aklını ve duyularını kullanır. Fakat her konuyla ilgili doğru bilgiye yalnızca bu iki kaynakla ulaşması mümkün değildir. İnsanın doğru bilgiye ulaşması için bir başka kaynak da vahiydir. İnsan, ilk insanın nasıl var olduğu ve öldükten sonra insana ne olacağı gibi soruların cevabını vahiy sayesinde öğrenebilir.
Kur’an-ı Kerim, insanın sorguladığı ve cevap bulmakta zorlandığı hatta açıklayamadığı birçok konuda bilgi vermiştir. Kur’an-ı Kerim’de, evrenin ve ilk insanın yaratılışından, görünmeyen varlıklardan, geçmişte yaşamış toplumlardan ve peygamberlerden söz edilmiştir. İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak ilkeleri, kıyamet, ahiret ve insanın çeşitli sorumluluklarının neler olduğu en doğru şekilde açıklanmıştır.
İnsanın yüce Allah’a (c.c.) karşı görev ve sorumluluklarının başında O’na kulluk etmek, namaz kılmak ve hayırlı işler yapmak gelmektedir. Bu durum, Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” (Hac suresi, 77. ayet.) ayetiyle ifade edilmiştir. Konuyla ilgili bir başka ayette de; “(Ey Muhammed!) Şüphesiz biz o Kitab’ı sana hak olarak indirdik.
Öyle ise sen de dini Allah’a has kılarak O’na kulluk et.” (Zümer suresi, 2. ayet.) denilerek yüce Allah’a (c.c.) nasıl kulluk edileceği de açıklanmıştır.
Yüce Allah (c.c.), insanın en merak ettiği konular olan insanın yaratılışı ve kıyametle ilgili bilgiler verir. İlk insan olan Hz. Adem’i (s.a.) topraktan yarattığını “Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.”3 ayetiyle bildirmiştir. Kıyametin vaktini açıklamamış; ancak nasıl gerçekleşeceğiyle ilgili canlı tasvirler sunmuştur. Kıyametin ne zaman kopacağının insanlar tarafından Hz. Peygamber’e (s.a.v.) sorulması üzerine yüce Allah (c.c.) onlara şöyle söylemesini emretmiştir: “İnsanlar sana kıyametin vaktini soruyorlar. De ki: “Onun ilmi ancak Allah katındadır.” Ne bilirsin, belki de kıyamet yakında gerçekleşir.”4
Kur’an-ı Kerim, doğru bilgiler verdiği gibi insanların yanlış bilgi sahibi oldukları bazı konularda düzeltmeler yapar. Örneğin bazı kimseler gelecekte neler olacağını bildiklerini iddia etmektedirler. Kur’an-ı Kerim, bunun kesinlikle yanlış olduğunu söyleyerek gaybı yüce Allah’tan (c.c.) başkasının bilemeyeceğini vurgulamaktadır. Konuyla ilgili bir ayette “De ki: “Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler.”5 buyrularak bu durum açıklanmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de geçmiş toplumların yaşadığı olaylar ve peygamberlerin mücadeleleri hakkında bilgi verilerek insanların öğüt alması amaçlanmıştır. “Daha önce kıssalarını sana anlattığımız peygamberler gönderdik. Anlatmadığımız (nice) peygamberler de gönderdik…”6 ayetiyle yüce Allah (c.c.), bu duruma işaret etmektedir.
Sonuç olarak insan, sorguladığı bazı konularda doğru bilgiye ulaşmak için Kur’an-ı Kerim’den yararlanır. Müslümanlar, İslam dininin emir ve yasaklarının neler olduğuyla ilgili doğru bilgilere yine Kur’anı Kerim’den ulaşabilir. Bu sebeple Müslümanlar, kutsal kitaplarını okumaya ve öğrenmeye önem vermelidirler.
3 Hicr suresi, 26. ayet.
4 Ahzâb suresi, 63. ayet.
5 Neml suresi, 65. ayet.
6 Nisâ suresi, 164. ayet.