İbadet, kul ile Yüce Yaradan arasındaki çok özel bir iletişimdir. İbadet etmek Allah’ın emridir ve insanın yaratılış gayesidir. Bu nedenle de yerine getirilmesi gereken bir kulluk görevidir. İbadete layık tek varlık Allah’tır ve bu nedenle ibadet sadece Allah için yapılmalıdır. İnsan kulluk görevini yerine getirirken sadece Allah’ın rızasını ve sevgisini kazanmayı amaçlamalıdır. Hz. Peygamber (s.a.v.) de “…Ey iman edenler! Amellerinizi sırf Allah rızası için yapınız. Çünkü Allah sırf kendisi için yapılan ameli (ibadeti) kabul eder.”(Abdülazim Münziri, Terğîb ve Terhîb, C1, s. 55.) buyurarak bizleri uyarmıştır.
İnsanlara gösteriş yapmak, dindar görünmek ya da herhangi bir menfaat sağlamak için ibadet etmek yanlıştır ve ibadetin ruhuyla bağdaşmaz. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde gösteriş için ibadet edenler kınanmış ve uyarılmıştır. Örneğin Mâûn suresinde şöyle buyrulmuştur: “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar gösteriş yapanlardır, hayra da mâni olurlar.”(Mâûn suresi, 4-7. ayetler.) Başka bir ayette ise “Allah’a ve ahiret gününe inanmadıkları hâlde mallarını insanlara gösteriş için sarf edenler de (ahirette azaba düçar olurlar)…”(Nisâ suresi, 38. ayet.) Yüce Allah, kendi rızası için değil de gösteriş amacıyla ibadet edenlerin, ibadetlerinin fayda sağlamayacağını açıkça belirtmiştir.