Emanet, “güvenilir olmak” demektir. Emanete riayet, doğru ve dürüst olmanın göstergelerinden biridir ve güveni boşa çıkarmamak, verilen vazifeyi hakkıyla yerine getirmek, sağlığı, aileyi, malı veya sözü korumak demektir.
Emanet, peygamberlerin vasıflarından biridir ve bütün peygamberler, emin ve güvenilir kişilerdir. Emanet sıfatının zıddı olan hıyanet, onlar hakkında düşünülmesi imkânsız olan bir sıfattır. Bu konuda Kur’an’da şöyle buyurulmaktadır: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir…”25 Mü’minin ilk sorumluluğu Allah Teâlâ’ya karşı olup, öncelikle onun emanetine sahip çıkması gerekmektedir. “Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamber’e hainlik etmeyin. Bile bile kendi (aranızdaki) emanetlerinize de hainlik etmeyin.”26
Mü’minler için Allah’ın (c.c.) emir ve yasakları emanet olduğu gibi, verdiği bütün nimetler de birer emanettir, her birinin kıymetinin bilinmesi ve korunması öncelikli vazifelerdendir. Sağlık bir emanettir, sağlığa zarar verici her türlü fiilden uzak durmak gerekir. İnsan, pek çok emanet taşımaktadır. Ailesi, çocukları, malı-mülkü birer emanettir, hepsi geçicidir, ancak bu dünyada hepsinin hakkına riayet edilmesi ve korunması gerekmektedir.
Mü’minlerin bir diğer vazifesi de aldığı işlerin hakkını vermek, görevlerini kötüye kullanmamaktır. Özellikle kamuya ait işlerin emanet olduğu bilinci ile hareket edip görev verirken ehil olanları tercih etmek Kur’an’ın emirlerindendir: “Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakit, adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size ne kadar güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi bilen ve görendir.”27 Gerçek anlamda mü’min olmanın gereklerinden biri de güvenilir olmak ve emanete sahip çıkmaktır. Nitekim insanların, sözüne, işine ve davranışlarına güvenmediği bir kimsenin kâmil manada mü’min olması düşünülemez.
25. Âl-i İmrân suresi, 161. ayet.
26. Enfâl suresi, 27. ayet.
27. Nisâ suresi, 58. ayet.