İnsanın doğuştan sahip olduğu bazı duygular vardır. Bunlardan biri estetiktir. Estetik en genel anlamıyla güzel, güzellik demektir. İnsan, estetik bulduğu eşyaları ve varlıkları güzel, hoş, latif, zarif, sevimli gibi sözcüklerle nitelendirir. Buna karşılık estetik değer taşımayan durumlarla ilgili duygularını da kaba, çirkin, kötü gibi kavramlarla ifade eder. İnsan, sahip olduğu estetik duygusu nedeniyle güzelden, güzelliklerden hoşlanır; estetik olana yönelir ve onu tercih eder. Estetik açıdan hoş olmayan, estetik değer taşımayan şeylere karşı ise uzak durur.
Anne ve babalar çocuklarını uyutmak ya da ağladıklarında onları susturmak için ninniler söylerler. Çocuklar oyunlarında çamurdan ve hamurdan ev, araba, bebek yaparlar, bunların da güzel olması için uğraşırlar. Yemyeşil ağaçları izlemek, şırıl şırıl akan derelerin, cıvıl cıvıl öten kuşların sesini dinlemek insanın hoşuna gider, ona zevk ve huzur verir. Bu gibi örnekler, insandaki estetik duygusunun doğuştan geldiğini göstermektedir. Toplumdaki sanat eserleri de insandaki estetik duygusunu yansıtmaktadır. Resimler, tablolar, şiirler, şarkılar, türküler, müzikler, mimari eserler hep insandaki estetik duygusunun günlük hayata yansıyan örnekleridir.
İnsanlık tarihinin en eski dönemlerine ait kalıntılarda da insandaki estetik duygusunun yansımaları görülmektedir. Nitekim arkeolojik kazılarda elde edilen eserlerde insanoğlunun eşyaya şekil verdiğine, ona estetik bir görünüm kazandırmak için çaba harcadığına şahit olmaktayız. Tarihin eski dönemlerine ait resim ve heykellerin bulunması, eski dönemlerde, günlük hayatta kullanılan eşyaların belli ölçü ve kalıplar gözetilerek yapılması, estetik ve sanat değeri yüksek mabet, saray vb. yapıların inşa edilmesi insanın tarih boyunca güzele ve güzelliğe önem verdiğini göstermektedir.