Kültürümüzde Kur’an’ın Yeri Ve Önemi

Kur’an-ı Kerim, hayatımızın dinî, toplumsal ve kültürel alanlarında önemli bir yere sahiptir. Kur’an aynı zamanda kültürümüzü zenginleştiren en önemli kaynaklardan biri olmuştur. İslam alimleri ve mutasavvıflar Kur’an’ı esas alarak şekillendirdikleri hayatlarıyla gelecek kuşakların Kur’an’a bakışını etkilemiş ve onlara yol gösterici olmuşlardır. Hoca Ahmet Yesevî, Hacı Bektaş Velî, Yunus Emre, Mevlânâ, Mehmet Âkif Ersoy, Muhammed Hamdi Yazır ve Hasan Basri Çantay gibi şahsiyetler bunlar arasında yer alır.

Ahmet Yesevî, Türkistan bölgesinde yaşamakla birlikte yetiştirdiği talebelerle Anadolu ve çevresinde İslam’ın yayılmasında etkili olan tasavvuf önderlerinden biridir. Kur’an ve sünnette yer alan ilkelere uymak, Allah’a (c.c.) ulaşma gayreti içinde olmak Ahmet Yesevî’nin yaşamı boyunca üzerinde durduğu hususlardır. Örneğin hikmet adlı şiirlerinden birinde ‘’Tanrı Tealâ sözüne, / Resulullah sünnetine / İnanmayan ümmetine / Ümmet demez Muhammed.’’41

sözleriyle Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünnetine duyduğu bağlılığı göstermektedir. Şiirlerinin yer aldığı ‘’Divan-ı Hikmet’’ adlı eserinde çoğunlukla Allah (c.c.), Kur’an ve Hz. Peygamber (s.a.v.) sevgisine yer vermiştir. Ahmet Yesevî, hikmetli sözlerinin Kur’an’ın temel ilkelerini açıklayan bir yönü olduğunu şu sözleriyle dile getirmektedir:

‘’Benim hikmetlerim ferman-ı Sübhan,
Okuyup anlasan manayı Kur’an.’’42

Hacı Bektaş Velî, Kur’an-ı Kerim’in anlaşılması konusuna oldukça önem vererek bu alanda çalışmalar ortaya koymuştur. “Fatiha Suresinin Tefsiri” ve “Besmele-î Şerif Tefsiri” adlı eserleri Hacı Bektaş Velî’nin Kur’an’ın anlaşılmasına yönelik yaptığı çalışmalardandır. Hacı Bektaş Velî, Makâlât adlı eserinde Kur’an’a inanmanın iman esaslarından biri olduğunu belirtmiş ve buna iman edenlerin Kur’an’ı anlama ve yaşamaya çalışması gerektiğini ifade etmiştir. Bu hususta ‘’Şimdi iyi biliniz ki Allah’ın birliğine inanmak, onun buyruğunu tutmak, sakının dediğinden sakınmak imandandır. (Eğer bir kimse), Allah’ın buyruğunu tutmazsa, sakının dediğinden sakınmazsa, o kimse için ‘Tanrı’ya inanmamaktadır.’ denilir.’’43

Kültürümüzde Kur’an sevgisinin açıkça görüldüğü isimlerden biri de Yunus Emre’dir. Onun şiirlerinde insanın yaratılış gayesi ile Allah (c.c.) kelâmı olan Kur’an’ı tanıması birlikte ele alınır. Kur’an’ı tanımamanın ve onun hükümlerine göre yaşamamanın insanı hüsrana uğratacağını ise Yunus Emre şöyle ifade etmiştir:

“Her kim Kur’an bilmedi.
Sanki cihan gelmedi.
Derdine derman bulmadı.
İşlerine pişman ola.”44

Mevlânâ da İslam’ın hoşgörü anlayışını temel alarak tasavvufî fikirleri ve hayatıyla yaşadığı dönemin sınırlarını aşan bir etkiye sahiptir. Mevlânâ’nın eserlerinde Allah (c.c.) sevgisi ile Kur’an’a bağlılığı öne çıkmaktadır. Örneğin bir sözünde Kur’an’a olan bağlılığını şöyle ifade etmektedir:

‘’Ben yaşadıkça Kur’an’ın kuluyum.
Ben, Hz. Muhammed’in ayağının tozuyum.
Biri benden, bundan başkasını naklederse,
Ondan da uzağım, o sözden de…’’45

Millî şairimiz Mehmet Âkif Ersoy da Kur’an-ı Kerim’e ve hükümlerine değer vermiştir. Eserlerine bakıldığında İslam’ın güzellikleri, Kur’an’ın yol göstericiliği ve dinî değerlere bağlılık göze çarpmaktadır. Mehmet Âkif Ersoy, Safahat adlı eserinde Kur’an-ı Kerim’in gönderiliş amacını şu sözleriyle vurgulamıştır:

“İnmemiştir hele Kur’an şunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için!”46

Muhammed Hamdi Yazır’ın “Hak Dini Kur’an Dili’’ adlı tefsiri ile Hasan Basri Çantay’ın ‘’Kur’an-ı Hakim ve Meali Kerim’’ adlı tefsir ve meal çalışmaları da önemlidir. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da meal çalışmaları yapılarak Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasına önemli katkılar sağlamıştır. Kültürümüzde Kur’an’a büyük saygı gösterilmiştir. Kur’an düşüncesinden ilham alanların birleştirici ve uzlaştırıcı kişilikleri, toplumsal barışa kendi dönemlerinde olduğu gibi günümüzde de katkılar sağlamaktadır. Bu bakımdan Hoca Ahmet Yesevî, Yunus Emre, Hacı Bektaş Velî, Mevlânâ gibi şahsiyetler Türk toplumunun manevi mimarları olarak kabul edilir.

Kültürümüzün önemli unsurlarından dil, sanat ve edebiyatımızda Kur’an’ın getirdiği değerlere çokça rastlanır. Dilimize Kur’an’dan pek çok kavram yerleşmiştir. Kur’an’da geçen Yasin, Yunus, Yusuf, Lokman, İbrahim, Meryem gibi adların isim olarak çocuklara verilmesi kültürümüzde Kur’an’a verilen önemin göstergelerindendir.

Kur’an’ın hayatımızda ayrı bir yeri vardır. Örf ve adetlerimizde de Kur’an’ın etkisi görülür. Hastalara, yoksullara, yetimlere, yolda kalmışlara yardım etmek; büyüklere saygı, küçüklere sevgi göstermek; ana-babaya hürmet göstermek Kur’an’ın öğütleri arasındadır. Doğum, cenaze, asker uğurlaması, nikâh, düğün veya sünnet gibi merasimlerde genellikle Kur’an okunur. Evlerde Kur’an bulundurulması, evlenecek kimselerin çeyizine Kur’an konulması, cami, ev, iş yeri gibi pek çok mekanın Kur’an ayetlerinin yazılı olduğu hat örnekleriyle süslenmesi kültürümüzde Kur’an’a verilen değerin göstergelerindendir.

41 Ahmet Yesevî, Divan-ı Hikmet Seçmeler, s. 289.
42 Ahmet Yesevî, Divan-ı Hikmet Seçmeler, s. 271.
43 Hacı Bektaş Velî, Makâlât, s. 178.
44 Faruk Timurtaş, Yunus Emre Divanı, s.96.
45 İsmail Yakıt, Hz. Peygamberi Anlamak, s. 149.
46 Mehmet Âkif Ersoy, Safahat, s. 196.

“Kültürümüzde Kur’an’ın Yeri Ve Önemi” üzerine bir yorum

Yorum yapın