İslam dininin ilkelerine gönülden inanmanın, ahlaklı olmanın birey ve toplum hayatı açısından büyük bir önemi vardır. Dinî ve ahlaki değerler konusunda duyarlı olan insan sevgiye, saygıya, barışa, başkalarıyla iyi geçinmeye önem verir. Şefkatli, merhametli ve yardımsever bir insan olmayı ilke edinir. Fakirlere, kimsesizlere, yetimlere, öksüzlere, yaşlılara yardım eder. Sahip olduğu maddi imkânların fazlasından zekât ve sadaka vererek, infak ederek Allah yolunda harcar.
Esasen insan şefkat ve merhamet sahibi bir varlıktır. Hiçbir insan, komşusu veya mahallesinde oturan herhangi birisi gerçekten açsa, ihtiyaç sahibiyse, kışın yakacak alacak parası yoksa bundan bana ne, diyemez. Şayet dese bile, hemen yanı başındaki komşusunun aç olduğunu bilmek insanı huzursuz eder. İşte bundan dolayı başkalarına maddi yardımda bulunmak hem insani hem de dinî ve ahlaki bir zorunluluktur.
Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, bizleri muhtaç durumda olan kimselere yardım etmeye yönlendiren birçok ayet bulunur. Örneğin bunlardan birinde, “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye layıktır.” buyrulur. Başka bir ayette ise infak konusunda cimrilik edenler, ihtiyaç sahiplerine yardım etme konusunda isteksiz davrananlar şöyle uyarılır: “Allah’ın, kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”
İnancımıza göre Yüce Allah fakirlere yardım eden, sahip olduğu imkânları ihtiyaç sahipleriyle paylaşan kimseleri en güzel şekilde mükâfatlandıracaktır. Kur’an-ı Kerim’de yer alan bir ayette, “Mallarını Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimselerin Allah katında ödülleri vardır. Onlar üzülmeyeceklerdir.” buyrularak bu durum açıkça ifade edilmiştir.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) hayatı boyunca ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi, yetim, öksüz ve yaşlıları koruyup gözetmeyi ilke edinmiştir. O, birçok hadisinde bizleri de başkalarına maddi yardımda bulunmaya teşvik etmiştir. Örneğin bir hadisinde, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” buyurmuştur. Bütün bunlar İslam dininde başkalarına maddi yardımda bulunmaya ne kadar önem verildiğini açıkça ortaya koymaktadır.