İslam dininde ibadet etmeye büyük önem verilir. İbadetlerin bilinçli, samimi ve kurallarına uygun şekilde yerine getirilmesi istenir. Mâûn suresinde, “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki onlar namazlarını ciddiye almazlar.” buyrularak ibadetlerini bilinçsiz bir şekilde yapanlar açıkça kınanır. O hâlde her Müslüman, ibadetlerini samimi bir şekilde yerine getirmelidir. Başladığı ibadetin bozulmasına, yarım kalmasına neden olacak davranışlardan da özenle kaçınmalıdır.
Oruç, dinimizde emredilen temel ibadetlerden biridir. Her Müslüman, diğer ibadetler gibi orucunu da samimiyetle yerine getirmelidir. Tan yerinin ağarmasından güneş batıncaya kadar geçecek süre içerisinde orucun bozulmasına neden olacak davranışlardan kaçınmalıdır. Orucun bozulmasına neden olan başlıca davranışlar şunlardır: Oruçlu olduğunu bilerek bir şey yemek veya içmek, ağız yoluyla ilaç kullanmak, ağız dolusu kusmak, sigara içmek. Oruçlu olduğunu unutarak bir şeyler yiyip içen bir insanın orucu bozulmaz. Böyle biri, oruçlu olduğunu hatırladığında hemen yeme içmeyi keserse orucunu tamamlayabilir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bu konuyla ilgili bir hadisinde, “Kim ramazan ayında oruçlu olduğu hâlde unutarak yer veya içerse orucunu bozmadan tamamlasın.” buyurur. Ancak kişi, “Nasıl olsa orucum bozuldu.” şeklinde düşünüp yeme içmesini sürdürürse o zaman orucu bozulur.
Hastalık nedeniyle orucunu bozmak zorunda kalanlar, ramazan ayından sonra oruçlarını tutabilirler. Yolculuğa çıkanlar da yolculuk süresince sıkıntı çekmemek için oruç tutmayabilirler. Böylesi kimseler de ramazan ayından sonra oruçlarını tutabilirler. Böyle tutulan oruca kaza orucu adı verilir.