Yüce dinimiz temizliği bazı ibadetlerin ön şartı saymıştır. Namaz kılabilmek için de temiz olmak gerekir. Bunun için dinimiz, öncelikle namaz kılacak kişinin abdestli olmasını, duruma göre de boy abdesti veya teyemmüm almasını şart koşmuştur. Abdest; namaz kılmak, Kâbe’yi tavaf etmek gibi birtakım ibadetleri yerine getirebilmek için bazı organları yıkamak, bazı organları da mesh etmek suretiyle yapılan bir temizliktir ve aynı zamanda bir ibadettir. Kur’an-ı Kerim’de, namaz kılmak için abdestli olunması gerektiği açık bir şekilde belirtilmektedir. Mâide suresinde yer alan bir ayette bu konuda Rabb’imiz (c.c.) şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı mesh edip topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)…” (Mâide suresi, 6. ayet.) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de bir hadisinde, “Namazın anahtarı temizliktir.” (Ebu Davud, Salât, 73.) buyurarak namazdan önce gerekli temizliğin yapılmasının şart olduğunu belirtmiştir. Başka bir hadisinde de “Allah, sizden birinizin, tekrar abdest alana kadar bozulmuş abdest ile kıldığı namazı kabul etmez.” (Buhârî, Hiyel, 2.) buyurmuştur.
Namaz kılabilmek için yapılması gereken hazırlıklara namazın dışındaki şartlar (farzlar) denir. Namazın dışındaki şartlar altıdır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1. Hadesten Tahâret: Hades, namaz kılmaya engel olan pislik anlamına gelir. Tahâret ise temizlik demektir. Hadesten tahâret, kişinin duruma göre abdest alması, gusletmesi ya da teyemmüm almasıdır.
2. Necâsetten Tahâret: Necâset, vücutta, elbisede ya da namaz kılınacak yerde bulunan pislik anlamına gelir. Necâsetten tahâret, bedenin, elbiselerin ve namaz kılınacak yerin temiz olması demektir.
3. Setr-i Avret: Namazda, vücudun başkalarına gösterilmesi yasak olan yerlerinin örtülmesi demektir. Namaz kılarken kadınların el, ayak ve yüz dışında tüm vücudunu örtmeleri; erkeklerin ise göbekleri ile diz kapakları arasında kalan yerleri örtmesi setr-i avretin gereğidir.
4. İstikbâl-i Kıble: Namazı kılarken Kâbe’nin olduğu yöne doğru dönmektir. Dünyanın neresinde olursa olsun bütün Müslümanlar, namazlarını kılarken Kâbe’ye dönerler. Kâbe bizim kıblemizdir.
5. Vakit: Dinimizde her namazın vakti içinde kılınması esastır. Vakti girmeden namaz kılınmaz. Ancak vakti geçen bir namaz daha sonra kılınabilir. Buna kaza namazı denir.
6. Niyet: Hangi namazın kılınacağını bilmek ve namaz ibadetini Allah (c.c.) için yapmayı kalben dilemektir. Namaza başlarken niyet etmek şarttır ancak niyetin sözle yapılması zorunlu değildir. Niyetin dil ile ifade edilmesi güzel bir davranış olarak görülmüşse de kalben niyet etmek yeterlidir.