Kâinatı, canlı ve cansız tüm varlıkları yaratan Yüce Allah (c.c.), biz kullarına bazı ibadetleri emretmiştir. Bunların en önemlisi namazdır. Namaz, Allah’a (c.c.) imandan sonra yerine getirilmesi gereken ve İslam’ın şartlarından olan bir ibadettir.
Namaz; tekbir ile başlayan, selam ile son bulan, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yapıp öğrettiği belirli fiil, söz ve dualarla yerine getirilen ibadetin adıdır. (MEB Dinî Terimler Sözlüğü, s. 273.) Yüce dinimiz akıllı, ergenlik çağına ulaşmış kadın ve erkek her Müslümana namazı farz kılmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de namazın kılınması gerektiğini ifade eden birçok ayet bulunmaktadır. Örneğin bir ayette, “…Namazı kılın; zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlanızdır. Ne güzel mevladır, ne güzel yardımcıdır!..” (Hac suresi, 78. ayet.) buyrulmaktadır. Başka bir ayette de “Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber’e itaat edin ki merhamet göresiniz.” (Nûr suresi, 56. ayet.) buyrularak namazın farz olduğu belirtilmektedir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) hadislerinde namazın önemini sık sık ifade etmiştir. Örneğin bir hadisinde, “Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa diğer hesapları iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa kaybeder ve zararlı çıkar…” (Tirmizî Mevâkıt, 188; Nesâi, Salât, 9.) buyurmuştur. Başka bir hadisinde de “…Namaz dinin direğidir…” (Tirmizî, İman, 8; Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, C 2, s. 31.) buyurarak namazın önemini belirtmiştir. Bir gün bir sahabi Allah Resulü’ne (s.a.v.) gelip, “Amellerin en üstünü hangisidir?” diye sormuş, Resulullah (s.a.v.) da “Vaktinde kılınan namazdır…” (Buhârî, Mevâkıtu’s-Salât, 5, Cihad, 1.) buyurmuştur.
“İslam beş temel üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resulü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek ve ramazan orucunu tutmak.” (Buhârî, İman, 1.)
Namaz kılmak İslam’ın beş şartından biridir. Bizler elhamdülillah Müslümanız. Bu sebeple dinimizin temel esaslarından biri olan namaz ibadetine gereken önemi veririz. Günde beş vakit namazı mutlaka kılmaya dikkat ederiz.
Bizler Allah’ın (c.c.) kuluyuz. Bizi, anne ve babamızı, her şeyi Allah (c.c.) yaratmıştır. Dolayısıyla da Rabb’imize (c.c.) karşı yerine getirmemiz gereken bazı kulluk görevlerimiz vardır. Bunların başında namaz kılmak gelir. İşte biz, kulluğumuzun bir gereği olarak namaz ibadetini yerine getiririz. “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât suresi, 56. ayet.) ayeti de kulluğun, insanın yaratılış amacı ve temel görevi olduğunu açıklamaktadır. Namaz kılmak Yüce Allah’ın (c.c.) açık ve kesin bir emridir. Nitekim Rabb’imiz (c.c.), Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde bize namaz kılmayı emretmiştir. Örneğin bir ayette, “Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin.” (Bakara suresi, 43. ayet.) buyrulmaktadır. Bizler Rabb’imizi (c.c.) severiz. Çok sevdiğimiz Rabb’imizin (c.c.) emrine uymayı bir görev biliriz. Rabb’imize (c.c.) olan sevgi, saygı ve bağlılığımızı göstermek için de namazımızı kılarız.
Yüce Allah (c.c.) bizleri en güzel şekilde yaratmıştır. O, bize sayamayacağımız kadar çok ve değerli nimetler vermiştir. Görebilmemiz için gözlerimizi, işitebilmemiz için kulaklarımızı, konuşabilmemiz için dilimizi yaratmıştır. El, ayak gibi organlarımızı bize Allah (c.c.) vermiştir. Hayatımızı devam ettirebilmemiz için gerekli olan Güneş’i, havayı, suyu, çeşit çeşit yiyecek ve içekleri yaratan ve hizmetimize sunan da Rabb’imizidir (c.c.). Verdiği sayısız nimete karşılık bizim de Allah’a (c.c.) şükretmemiz gerekir. İşte bizler, Cenab-ı Allah’a (c.c.) şükrümüzü, minnetimizi belirtmek için namaz kılarız.
Bizler, namazın dinimizde farz kılınan çok önemli bir ibadet olduğunu bilelim. Namaz kılarak kulluk borcumuzu yerine getirmeye önem verelim. Kıldığımız namazların, Allah’ın (c.c.) sevgisini ve rızasını kazanmamıza vesile olacağını unutmayalım.