Kur’an’ın Açıklayıcılığı ve Yol Göstericiliği

Allah, insanlara peygamberler ve kutsal kitaplar göndererek doğru yolu göstermiştir. Kur’an, Hz. Muhammed (s.a.v.)’e vahiy yoluyla gönderilen ilahî kitaptır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de öğütlerini, emir ve yasaklarını insanlara bildirmiştir. Kur’an insanlara inanç, ibadet, ahlak gibi çeşitli konularda bilgiler verir ve onlara yol gösterir.

Kur’an-ı Kerim; Allah’ın varlığı ve birliği, inanç esasları, ibadetler, ahlak ilkeleri ve evrenle ilgili bilgiler içermektedir. Kur’an’da, evrende yer aldığı hâlde insanın göremediği varlıklardan da söz edilir. Örneğin, meleklerin, cinlerin yaratılışları ve özellikleriyle ilgili açıklamalar yapılır.

Kur’an-ı Kerim insana ahiret yaşamını tanıtır. Cennet ve cehennemle ilgili bilgiler verir. Kıyamet günü ve bu sırada meydana gelecek olaylar hakkında açıklamalarda bulunur. İnsanın Allah’a karşı görevlerinin neler olduğu, ona nasıl ve niçin ibadet edeceği gibi konularda açıklamalar yapar. Kur’an, insana yaratıcısıyla ve insanlarla ilişkilerinin nasıl olması gerektiği konusunda yol gösterir. Ayrıca insanın evrenle ve Allah’ın evrenle ilişkisi konusunda bilgiler verir.

Kur’an, insana Allah’ı tanıtır, onun özelliklerinden söz eder. İhlâs suresi buna en güzel örnektir. Bu surede, “De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir.( 5) O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.” buyrulmaktadır.

Kur’an-ı Kerim, insanın yaratılış amacının yalnızca Allah’a kulluk olduğunu açıklar. Kur’an’da bu konuda, “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”( 6) buyrulur. Kur’an, “(Rabb’imiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.” (7) ayetiyle insanın sadece Allah’a yönelmesi ve ona ibadet etmesi gerektiğini belirtir.

Kur’an, insanın istek ve arzularını dua yoluyla Allah’a iletebileceğini açıklar. Bu ayetlerden birinde, “O daima diridir; ondan başka hiçbir tanrı yoktur. O hâlde dinde ihlaslı ve samimi kişiler olarak ona dua edin. Her türlü övgü, âlemlerin Rabb’i Allah’a mahsustur.” (8) buyrulur. Kur’an’da insanın bir hata işlediğinde, hatasından vazgeçip Allah’tan bağışlanma dilemesive onun affına sığınması gerektiği belirtilir. Kur’an-ı Kerim’de, “ Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse Allah’ı yarlıgayıcı ve esirgeyici bulacaktır.”( 9) buyrularak Allah’ın merhametli ve affedici olduğubildirilir.

Kur’an’a göre insan, verdiği nimetlere karşı Allah’a daima şükredici olmalıdır. Kur’an’da bu konuda, “Artık, Allah’ın size verdiği rızıktan helal ve temiz olarak yiyin, eğer (gerçekten) yalnız Allah’a ibadet ediyorsanız, onun nimetine şükredin.” (10) buyrulmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de, insanın Allah’la olan ilişkisinde iman ve salih amel üzerinde önemle durulur. Bu konuda bir ayette şöyle buyrulur: “… İnanıp da güzel işler yapan ve Rablerine gönülden boyun eğenlere gelince, işte onlar cennet ehlidirler. Onlar orada ebedî kalırlar.” (11)

Kur’an, toplumsal huzur, barış, güven ve mutluluk ortamının oluşması için insanlar arası ilişkilerde uyulması gereken birtakım kurallar koyar. İnsanların birbirlerine karşı sevgi, barış, huzur ve kardeşlik içinde mutlu bir yaşam sürmeleri için iyi ve güzel davranışlarda bulunmalarını öğütler. İnsanlar arası ilişkilere zarar verecek, barış ve huzuru bozacak her türlü kötü davranışı ise yasaklar. Kur’an, insanın anne ve babasına iyi davranmasını öğütler. Bu konu Kur’an’da bir ayette şöyle ifade edilmiştir: “Biz insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.”( 12)

Kur’an, insanlardan birbirlerinin haklarına saygı göstermelerini ister. Bu konuyla ilgili bir ayette şöyle buyrulur: “Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir.”( 13)

Kur’an, insanların birbirlerine karşı alçak gönüllü davranmalarını öğütler. Bir ayette, “Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.”( 14) buyrularak Allah’ın böbürlenenleri sevmediği belirtilir. Kur’an, “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adil davranmamaya itmesin. Adaletli olun…”(15) “Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayın.”( 16) buyurarak insanlar arasında adalete önem verilmesini emreder.

Kur’an’da, yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olmateşvik edilir. Yüce Allah Kur’an’da, “… Yalnızca Allah’a kulluk edeceksiniz, ana babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz…”( 17) buyurarak yoksullara yardım edilmesi, yetim ve öksüzlerin korunup gözetilmesini ister.

Kur’an’ın üzerinde durduğu konulardan biri de insan- evren ilişkisidir. Kur’an, insana içinde yaşadığı evrenle nasıl ilişki kuracağı konusunda yol gösterir. Kur’an, insanın evrende yaşayabilmesi için gerekli olan her şeyi Allah’ın yarattığını ve insanın hizmetine sunduğunu belirtir. Bu konuda Kur’an’da şöyle buyrulur: “O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı…”( 18); “Allah’ın, göklerde ve yerdeki (nice varlık ve imkânları) sizin emrinize verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca ihsan ettiğini görmediniz mi?…”(19)

Kur’an, insanın evrendeki varlıklardan daha iyi yararlanabilmesi için bilgiler verir. Kur’an’da bu konuda şöyle buyrulur: “Gökten suyu indiren odur. Ondan hem size içecek vardır hem de hayvanlarınızı otlatacağınız bitkiler. (Allah) su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve diğer meyvelerin hepsinden bitirir… O, geceyi gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah’ın emri ile hareket ederler. (…) İçinden taze et (balık) yemeniz ve takacağınız bir süs (eşyası) çıkarmanız için denizi emrinize veren odur. Gemilerin denizde (suları) yara yara gittiklerini de görüyorsun. (Bütün bunlar) onun lütfunu aramanız ve nimetine şükretmeniz içindir. Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağları, yolunuzu bulmanız için de ırmakları ve yolları yarattı. Daha nice alametler (yarattı). Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar.”( 20)

Kur’an, evrende bir uyum ve düzen olduğunu belirtir. İnsandan bu düzeni korumasını ister ve onu bozmaması konusunda insanı uyarır. Kur’an bu konuda, “… Her şeyi yaratıp ona bir nizam veren…”( 21) “Güneş ve Ay bir hesaba göre (hareket etmekte) dir. Göğü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) o koydu. Sakın dengeyi bozmayın.”( 22) buyurarak doğanın ve doğadaki varlıkların korunmasını öğütler. Kur’an’da dünyadaki nimetlerden yararlanırken savurgan davranmamak gerektiğivurgulanır ve şöyle buyrulur: “Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan odur. Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin. Devşirilip toplandığı gün de hakkını (zekât ve sadakasını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.”( 23)

Kur’an Allah- evren ilişkisi konusunda bilgiler verir. Kur’an-ı Kerim’e göre evreni ve evrendeki canlı ve cansız her şeyi Allah yaratmıştır. Güneş, Ay, yıldızlar, gökyüzü ve yeryüzü hep Allah’ın eseridir. İnsanlar, bitkiler, dağlar, ovalar, denizler de Allah’ın yaratmasıyla meydana gelmiştir. Allah her an yaratma hâlindedir. Bu husus Kur’an’da şöyle anlatılmaktadır: “Allah her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir. Göklerin ve yerin anahtarları (mutlak hükümranlığı) onundur…”( 24) “Göklerde ve yerde bulunan herkes, ondan ister. O, her an yaratma hâlindedir.”( 25) Kur’an’ın verdiği bilgilere göre Allah evreni yaratmış, evrende yaşamın devam etmesi için yasalar koymuştur. Evreni düzenleyen ve koyduğu yasalara göre işleyişini sürdüren Allah’tır.

Kur’an’a göre evrendeki her şey, varlığını ve yaşamını Allah’a borçludur. Bu konuda Kur’an’da bir ayette, “Göklerin ve yerin mülkü yalnız Allah’ındır. O diriltir ve öldürür. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.”( 26) buyrulmaktadır.

(5) Samed, hiçbir şeye muhtaç olmayan, aksine her şey kendisine muhtaç olan demektir. (6) Zâriyât suresi, 56. ayet. (7) Fâtiha suresi, 5. ayet. (8) Mü’min suresi, 65. ayet. (9) Nisâ suresi, 110. ayet. (10) Nahl suresi, 114. ayet. (11) Hûd suresi, 23. ayet. (12) Lokmân suresi, 14. ayet. (13) İsrâ suresi, 35. ayet. (14) Lokmân suresi, 18. ayet. (15) Mâide suresi, 8. ayet. (16) Rahmân suresi, 9. ayet. (17) Bakara suresi, 83. ayet. (18) Bakara suresi, 29. ayet. (19) Lokmân suresi, 20. ayet. (20) Nahl suresi, 10-16. ayetler. (21) Furkân suresi, 2. ayet. (22) Rahmân suresi, 5-8. ayetler. (23) En’âm suresi, 141. ayet. (24) Zümer suresi, 62-63. ayetler. (25) Rahmân suresi, 29. ayet. (26) Tevbe suresi, 116. ayet.

“Kur’an’ın Açıklayıcılığı ve Yol Göstericiliği” üzerine 2 yorum

Yorum yapın