Çevre, en genel anlamıyla insanların ve diğer canlıların içinde yaşadığı ortam şeklinde tanımlanabilir. Evimiz, çalışma ortamımız, sokağımız, mahallemiz çevre kavramı içine girer. Bunun yanı sıra yaşadığımız şehir, ülke, bölge hatta tüm dünyayı çevre kavramının içine dâhil edebiliriz.
İçinde yaşadığımız doğada olağanüstü bir denge, mükemmel bir ölçü ve uyum vardır. Bu ortam, insanın ve diğer canlıların hayatını sağlıklı bir biçimde sürdürmesi için en uygun şekilde, Allah (c.c.) tarafından yaratılmıştır. Doğal dengeyi meydana getiren zincirin halkalarında oluşan kopmalar, zincirin tümünü etkilemektedir. Bu da doğadaki dengenin bozulmasına sebep olmakta ve çevre sorunlarına yol açmaktadır. Doğaya zarar verilmesi, tabiattaki dengenin bozulması, insanların ve diğer canlıların hayatını olumsuz etkilemektedir. Bu sebeple çevrenin temiz tutulması ve korunması hem insanlar hem de diğer canlılar için büyük önem taşımaktadır.
İnsanların karşı karşıya kaldığı çevre sorunlarından bazıları şunlardır:
– Hava, su ve topraklarımızın her geçen gün artan oranlarda kirlenmesi ve önemli bir kısmının kullanılamaz hâle gelmesi
– Özellikle büyük şehirlerin ve sanayi bölgelerinin çevre kirliliği sebebiyle yaşanamaz hâle gelmesi
– Ozon tabakasının delinmesi
– Yerkürenin giderek ısınması
– Kanser ve benzeri hastalıkların artması
– Doğal kaynakların hızla tüketilmesi
İslamiyet, çevrenin temiz tutulmasına ve korunmasına büyük önem vermiştir. Kur’an-ı Kerim’de yer alan bir ayette, “Göğü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) o koydu. Sakın dengeyi bozmayın.” (Rahmân suresi, 7-8. ayetler.) buyrulmuş ve insanlar, doğal dengeyi bozmamaları konusunda uyarılmıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.) de çevrenin temiz tutulması ve korunması konusunda insanlara gerekli uyarıları yapmıştır. Bir hadisinde, “Allah güzeldir ve güzeli sever, cömerttir ve cömerdi sever, kerimdir ve kerimi sever, temizdir ve temizi sever. Evlerinizin çevresini temizleyin…” (Tirmizî, Edeb, 41.) buyurmuştur.
Çevrenin kirletilmesi dinimize göre kul hakkı yemektir ve günahtır. Örneğin çöplerini yola atan; ormanları, akarsuları, piknik alanlarını ve denizleri kirleten kişi başkalarının hakkını yemiş olur. Aynı şekilde fabrikasındaki zararlı gazların havaya karışmasına sebep olan, iş yerinin etrafını atık maddelerle kirleten kişi diğer insanlara karşı haksızlık yapmış ve kul hakkı yemiş olur. Kul hakkı ise dinimize göre Allah’ın (c.c.) asla affetmeyeceği bir günahtır.